İzmir Miras Avukatı

Miras hukuku ölen kişi ile sağ kalan hısımları arasındaki hak ve hukuksal ilişkileri düzenleyen hukuk dalıdır. Miras hukuku hükümleri yalnızca ölüm veya benzeri durumlar (gaiplik, ölüm karinesi) gerçekleştiğinde uygulama alanı bulacaktır. Türk Miras Hukukuna göre ölen kişinin mal varlıkları, hakları ve borçları geride kalan hısımlarına geçmektedir. Ölen kişinin mirasçısı bulunmamakta ise malvarlığı devlete geçmektedir.

Miras hukuku bir özel hukuk alt dalıdır. Miras hukukuna ilişkin hükümler medeni kanunun üçüncü kitabında yer alır. Medeni kanunun 495. Maddesi ve devamı hükümlerinde miras hukukuna ait yasal düzenlemelere ulaşmak mümkündür.

Alanında uzman avukat Arabulucu Merve TOPBAŞOĞLU KOLMAN tarafından miras hukuku uyuşmazlıklarında hem danışmanlık hizmeti verilmekte hem de dava vekilliği yapılmaktadır.

İzmir Miras Avukatı İletişim Bilgileri

✅ İzmir Miras AvukatıMiras Avukatı Merve Kolman
✅ Telefon :+90 505 646 24 50
✅ Adres:Kültür Mahallesi Şevket Özçelik Sk. No: 9 Daire: 3 Konak – İzmir
✅ Mail: info@mervekolman.av.tr

İzmir Miras Avukatı

İzmir Miras Avukatı, ölen kişilerin mirasına konu olan tüm süreçlerinde hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti verir. Vasiyetnamenin düzenlenmesinde ve mirasçı atanmasında rol alabilir. İzmir Miras Avukatı, ölen kişinin malvarlığını tespit eder, tereke davası açar ve ardından bu davanın takip edilmesini sağlar. Mirastan feragat sözleşmesi hazırlanacaksa, mirasçılık belgesinin iptali için dava açılacaksa, mirasın iadesi davası açılacaksa ve aynı şekilde muvazaalı işlemlerin iptali için dava açılacaksa bu görevlerin hepsini avukatlar üstlenir. İzmir Miras Avukatı ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılmışsa bu sözleşmenin düzenlenmesini de sağlayabilir.

Avukatlar ayrıca saklı payın korunması ve ortaklığın giderilmesi konularında yürütülen davalarda da rol alırlar. Miras avukatları dava açmadan önce kişinin malvarlığı olup olmadığını araştırır. Daha sonra vasiyetnamesinin olup olmadığına bakılır. Eğer vasiyetname varsa mirasın intikali işlemleri yapılır. Eğer herhangi bir vasiyetname bulunmuyorsa avukat bu süreçte ilgili kişilere tebligat gönderir.

Miras hukuku ölen kişinin ölüme bağlı tasarruflarını, ölenin mirasçılarının kimler olduğunu, mirasçılık derecelerini, ölenin malvarlığı, hak ve borçlarının mirasçıları arasında paylaşımını düzenleyen hukuk dalıdır.

Miras hukukunda ölen kişi için müteveffa, muris, miras bırakan gibi terimler kullanılır.

Ölen kişinin mal varlığı değerleri, maddi nitelik arz eden hakları ve borçlarının bütününe de miras hukukunda tereke adı verilmektedir.

Yasal mirasçılık: TMK 495-501maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre;

  • ANNE VE BABA,
  • ÇOCUKLAR,
  • TORUNLAR,
  • EŞ,
  • KARDEŞLER,
  • EVLATLIK VE ALTSOYU,
  • BÜYÜKANNE BÜYÜKBABA ve BUNLARIN HALEFLERİ,
  • DEVLET

yasal mirasçılardır.

Miras Davası Türleri Nelerdir?

Miras sebebiyle istihkak davası, mirasçılara tanınan özel bir dava hakkıdır. Mirasçı olmayıp da tereke üzerinde hak iddia eden kişilere karşı açılır. Dava miras bırakanın son ikametgâh yerinde bulunan mahkemede açılır. Miras sebebiyle istihkak davasında zamanaşımı süreleri Türk Medeni Kanunu ile belirlenmiştir. Davalı, mirasçılık sıfatıyla malı elinde bulunduranın, elinde bulundurduğunu öğrenmesinden itibaren bir yıl içinde ya da her halükârda on yıl içinde dava açmazsa miras sebebiyle istihkak davası zamanaşımına uğrar.

Miras tenkis davası, davalarda bırakılan saklı payların fazla olduğuna itiraz etmek için açılır. Geçmişe yönelik yenilik doğurucu bir davadır. Tenkis davası açma hakkı mirasçıya sıkı sıkıya bağlı bir haktır mirasçı olmayanlar tenkis davasını açamazlar. Mirasçı olmayan kişiler tarafından dava açılırsa mahkeme tarafından reddedilir. Saklı payını elde eden mirasçılar da dava açamaz. Bu davanın açılabilmesi için ilk koşul saklı payın ihlal edilmesidir.

Tapu iptal ve tescil davası, mal kaçırma söz konusu olduğunda açılır. Mal kaçırma işlemi Muris muvazaası nedeniyle olur. Yapılan tasarruf işlemi resmiyette satış gibi gösterilir. Miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar bu davayı açabilir. Bu davada miras bırakan, gerçekte bağışladığı malını ileride mirasçılarının dava açamaması için satış gibi gösterir. 

Veraset belgesinin iptali davası, miras bırakanın ölümünden sonra veraset belgesinde yer alan ya da almayan hak kaybına uğradığını düşünen her mirasçı tarafından açılabilir. Bu dava Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılabilir. Bu dava zamanaşımı süresine tabi değildir.

Miras sözleşmesinin iptali davası, miras sözleşmelerinde ortaya çıkan karışıklıklar sonucunda açılır. Sözleşmenin iptali için talep şarttır, mahkeme re ’sen iptal kararı veremez. İptal davası miras bırakanın son ikametgahındaki asliye hukuk mahkemesinde açılır.

İzale-i şuyu, ortaklığın giderilmesi davasıdır. Bir mal paylaşılamadığı durumda söz konusu olur. Taşınır veya taşınmaz mallar söz konusu olabilir. Paydaşlar arasında paylı mülkiyeti sonlandırıp ferdi mülkiyete geçilmesini ya da söz konusu malın satılarak değerinin paydaşlar arasında eşit olarak bölünmesini amaçlar.

Mirasçılık Sıfatı Nedir?

Mirasçılık sıfatı yasal mirasçılık ve iradi mirasçılık olarak ikiye ayrılmaktadır.

Türk miras hukuku sisteminde yasal mirasçıların belirlenmesinde zümre(derecelendirme) sistemi adı verilen bir sistem kullanılmaktadır. Mirasçılık sıfatını kanunda yer alan zümre sitemine göre kazanan murisin hısımları yasal mirasçıdır. Murisin ölümünden önceki bir tasarrufu ile mirasçılık sıfatı kazandırdığı, zümre sistemine göre mirasçı olmayan kimse yahut kimseler iradi miracıdır. Terekenin doğru ve hakkaniyetli paylaşımı için öncelikle kimin yahut kimlerin yasal mirasçı sıfatına sahip olduğunun tespiti gerekir. Bu tespit zümre sistemine göre belirlenecektir. İkinci bakılacak husus iradi mirasçı yahut mirasçıların bulunup bulunmadığıdır. Bunun tespiti için de murisin ölümünden önce yapılmış geçerli bir ölüme bağlı tasarrufunun olup olmadığı incelenecektir. Muris iki şekilde ölüme bağlı tasarruf ile mirasçı tayin edebilir. Biri vasiyetname diğeri ise miras sözleşmesidir. Mirasçıların tespitinden sonra önem arz eden diğer husus ise terekenin mirasçılara nasıl hangi oranlarda intikal edeceği hususudur.

Miras Hakkı Olan Mirasçılar Kim Olabilir?

Kan hısımları arasında altsoy, ana- baba, büyükana – büyükbaba sayılır. Altsoy birinci dereceden mirasçı sayılır. Miras bırakanın çocukları eşit olarak mirasçıdır. Eğer miras bırakanın altsoyu yoksa ikinci dereceden mirasçı sıfatıyla vefat edenin ana ve babası yasal mirasçılığa hak kazanır. Ana-baba eşit olarak mirasçıdır. Ana veya baba vefat ettiyse miras, vefat edenin alt soyları arasında paylaştırılır. Miras bırakanın alt soyları, ana ve babası ve ana- babasının da altsoyu yoksa miras üçüncü dereceden yasal mirasçılığa hak kazanmış olan büyükana – büyükbabalara geçer. Her biri eşit olarak mirasçıdır.

Kan hısımları dışında yasal mirasçılığa hak kazanan diğer bir mirasçı sağ kalan eştir. Sağ kalan eşin belirli bir zümresi yoktur. Miras kan hısımları arasında hangi zümreye intikal edecekse sağ kalan eş de bu zümreye eklenir ve miras o şekilde paylaştırılır.

Bir diğer yasal mirasçı, miras bırakanın evlatlığıdır. Kan hısımı gibi mirasçı sayılır. Aynı zamanda evlatlığın kendi ailesi varsa oradaki mirasçılığı da devam eder. Ve eğer miras bırakanın mirasçısı yoksa yasal mirasçı devlet sayılır.

Yasal mirasçılar dışında miras bırakan başka birini mirasçı olarak atarsa bu kişiler de iradi mirasçı olarak sayılır.

Miras Payı Neye Göre Belirlenir?

Birinci dereceden mirasçılar miras bırakanın altsoyudur. Kardeşler arasındaki miras paylaşımı, miras bırakanın eşinin mirasa dahil olup olmamasına göre değişir. Eş dahilse eşe 1/4 oranında miras verilir. Geri kalanı kardeşler arasında eşit olarak paylaştırılır. Eş dahil değilse miras kardeşler arasında eşit olarak paylaştırılır.

İkinci dereceden mirasçılar, miras bırakanın kendi kardeşleridir. Birinci dereceden mirasçı olmaması durumunda yasal mirasçılığa hak kazanırlar. Eğer miras bırakanın anne ve babası hayattaysa miras bırakanın kardeşleri mirasçı olamazlar. Eğer vefat etmişlerse kardeşler mirasçı olur. Miras bırakanın kardeşleri arasındaki miras paylaşımı da miras bırakanın eşinin hayatta olup olmamasına göre değişir. Eşi hayattaysa eşin miras payı 1/2’dir. Geriye kalan 1/2 de kardeşler arasında eşit olarak paylaştırılır. Eş hayatta değilse miras kardeşler arasında eşit olarak paylaştırılır.

Miras Ortaklığı Nedir?

Murisin ölümünden sonra terekesine sahip birden fazla mirasçının bulunması halinde bu kimseler arasında kanun gereği bir miras ortaklığı kurulmuş olacaktır. Bu ortaklığın niteliği bir adi ortaklıktır. Miras ortaklığını oluşturan bu kimseler murisin terekesi üzerinde elbirliği ile mülkiyet hakkına sahip olacaklardır. Elbirliği ile mülkiyette kişilerin kendilerine özgülenmiş payları söz konusu değildir. Her bir mirasçının hakkı tereke mallarının tamamına yayılmış durumdadır. Mirasçılardan biri diğer mirasçıların tamamının onayı olmadan terekede yer alan mallar üzerinde tasarrufta bulunamaz. Miras ortaklığında ortakların hakkı belirli bir paya ilişkin değildir.

Ortaklığın Giderilmesi İçin Ne Yapılmalıdır?

Terekeye dahil malların paylaşımında mirasçıların kendi aralarında elden paylaşma yahut paylaşma anlaşması ile anlaşmaya varmaları pekala mümkündür. Ancak her zaman mirasçıların terekenin mirasçılar arasında dağılımı konusunda hemfikir olması mümkün olmamaktadır. Böyle durumlarda mirasçılardan biri yahut tüm mirasçılar her zaman sulh hukuk mahkemesinde ortaklığın giderilmesi (izale-i şüyu) davası açarak miras ortaklığının giderilmesini talep edebilirler. Ölenin son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesi kesin yetkili mahkemedir. Ortaklığın giderilmesi hakimin kararı ile aynen taksim yolu mümkün ise aynen taksim şeklinde bunun mümkün olmaması veya mirasçıların aynen taksimi talep etmemeleri halinde satış yolu ile gerçekleşecektir.

Miras Davaları Yetkili Mahkeme

Miras hukukunda oldukça çeşitli dava türleri bulunmaktadır. Her bir dava türü uyuşmazlık konusuna ve davacı-davalı sıfatlarına göre çeşitlenmektedir. Dava türüne göre görevli mahkemeler asliye hukuk mahkemeleri yahut sulh hukuk mahkemeleri şeklinde değişkenlik göstermektedir. Miras hukukundan kaynaklı davalarda genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Ancak HMK’da ve diğer kanunlarda aksine bir düzenlemenin bulunduğu hallerde görevli mahkeme kanunda yazılı mahkeme olacaktır. Örneğin; HMK madde 4’ te taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaların sulh hukuk mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.

Aynı şekilde yer bakımından yetkili mahkemeler de dava konusuna göre değişkenlik göstermektedir. Örneğin terekeye dahil görünen bir mal hakkında açılacak istihkak davasında yetkili mahkeme terekenin tespiti zamanında malın bulunduğu yer mahkemesidir. Tenkis davası, mirasın reddi, ölüme bağlı tasarrufların iptali davası, ortaklığın giderilmesi davası gibi dava türlerinde kesin yetki kuralı olup yetkili mahkeme ölenin son yerleşim yeri mahkemesidir.

Mirasın Reddi Nasıl Yapılır?

TMK madde 599’ a göre mirasçılar, mirası miras bırakan kişinin ölümü ile bir bütün olarak kazanırlar, söz konusu hükme göre “…mirasçılar, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar…”

Yani mirasçılar miras bırakanın mirasını reddetmedikleri takdirde miras bırakanın varsa borçlarından kendi kişisel malvarlıkları ile sorumlu hale geleceklerdir. Mirasçıların borçlardan sorumlulukları miras payları ile sınırlı bir sorumluluk değildir. Mirasçıların borçlardan kişisel malvarlıkları ile sorumluluklarının süre sınırı vardır. Kanun mirasçıların alacaklılara karşı sorumlu tutulabilmesi için terekenin açılması ve mirasın dağıtılmasının ardından 5 yıllık zamanaşımı süresi öngörmüştür.

Kanun koyucu miras bırakanın borçlarından sorumlu tutulmak istemeyen mirasçılar için Türk Medeni Kanunu tarafından 605 ila 618. Maddeler arasında mirasın reddi kurumunu düzenlemiştir. Kural mirasın ölüm, gaiplik yahut ölüm karinesi halinde mirasın doğrudan ve derhal mirasçıları intikali şeklindedir. Mirasın kanunen intikal etmesinin ardından mirasçı 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde mirası bütünüyle reddedebilir. Mirasın kısmen reddedilmesi mümkün değildir. Kanunen getirilen üç aylık hak düşürücü süre mirasçının mirasın kendine intikal ettiğini öğrendiği zamandan başlayacaktır. Bir diğer deyişle murisin mirasçısı olduğunu öğrendiği zamandan başlayacaktır. Burada öğrenme zamanını ispat mirası reddetmek isteyen mirasçıya düşmektedir. Bu reddin kayıtsız şartsız olması gerekmektedir. Mirasın bu tür reddine uygulamada mirasın gerçek reddi adı verilmektedir.

Bir diğer ret türü ise mirasın hükmen reddidir. Mirasın hükmen reddi için kanun koyucu belirli şartların varlığını aramaktadır. Bu şartların varlığı halinde mirasın reddi için herhangi bir süre aranmamaktadır. Kanun koyucunun hükmen ret için aradığı şart miras bırakanın ödemeden aczi durumudur. Miras bırakanın ödemeden aczi durumu açık şekilde belli yahut resmi makamlarca tespit edilmiş ise mirasçının mirası her zaman hükmen reddetmesi mümkündür. Hatta mirasın hükmen reddi için mirasçıların bir irade açıklamasında bulunmasına dahi gerek yoktur. Koşulları varsa kanun koyucu mirasçıların reddettiğini karine olarak kabul etmiştir. Ancak ileride mirasçıların bir ihtilaf ile karşılaşmamak adına sulh hukuk mahkemesine hükmen ret beyanında bulunmaları mümkündür. Yahut hükmi reddin tespitini asliye hukuk mahkemelerinden istemeleri mümkündür.

Ret beyanının ise Sulh Hukuk Mahkemesine yapılması şarttır. Mirasın bir vekil aracılığı ile reddi halinde vekaletnamede bu hususta özel yetki bulunması aranmaktadır.

Veraset İlamı Nasıl Alınır?

Veraset ilamı ölen kişinin mal varlığı ile ilgili bilgileri içeren mirasçılar tarafından çıkarılması gereken bir belgedir. Veraset ilamı 3 şekilde çıkarılabilir;

  • Sulh Hukuk Mahkemesine Başvuru Yoluyla
  • Noter Aracılığıyla
  • E-Devlet Üzerinden

İzmir Miras Avukatı Kimdir?

Av.Arb. Merve TOPBAŞOĞLU KOLMAN, miras avukatı olarak müvekkillerine hizmet vermektedir. Miras konularında hak kaybı yaşamamak için tecrübeli bir miras avukatından danışmanlık hizmeti alınması gerekmektedir. Miras Konularında İzmir miras avukatı ile iletişime geçebilirsiniz.

Miras hukuku alanında hizmet verdiğimiz başlıca dava konuları şunlardır;

  • Terekenin Tespiti Davası
  • Mirasın Reddi Davası
  • Tenkis Davası
  • Vasiyetnamenin İptali Davası
  • Miras Payı Denkleştirme Davası
  • Muris Muvazaası Davası
  • Ortaklığın Giderilmesi Davası (İzaleyi Şüyu)
  • Veraset İlamının Alınması
  • Vasiyetin Tenfizi Davası
  • Veraset Belgesinin İptali Davası
  • Miras Sözleşmesinin İptali Davası

Miras hukuku alanında hizmet verdiğimiz başlıca danışmanlık konuları şunlardır;

  • Türk Medeni Kanun’a göre yasal mirasçıların tespiti hakkında bilgilendirme
  • Türk Medeni Kanunu’na göre miras paylarının hesaplanması
  • Türk Medeni Kanunu’na göre yasal mirasçıların saklı paylarının hesaplanması
  • Vasiyetname hazırlanması
  • Miras sözleşmesi hazırlanması
  • Mirasçılıktan çıkarma işlemleri
  • Miras hukukundan kaynaklı dava türleri hakkında danışmanlık
  • Tereke temsilcisi atanması davası
  • Mirasçılar arasında mirasın paylaşımı sözleşmesi hazırlanması

İzmir Miras Avukatları Kimlerdir ?

İzmir Miras avukatları, İzmir barosuna bağlı olarak çalışan ve özellikle yöneldiği alanlar miras hukuku davaları olan avukatlardır.

İzmir En İyi Miras Avukatı Nasıl Bulunur ??

İzmir En iyi Miras avukatı, mesleğinin ahlaki ve teknik tüm gerekliliklerini bilip uygulayan ve müvekkilinin hakkını son damlasına kadar gözeten avukattır.

Miras Davasında Avukat Ücretini Kim Öder?

Miras davası açacak kişi avukat ya da kendisi de dilekçe hazırlayarak ilgili mahkemeye dava açar. Fakat miras davalarında her zaman profesyonel destek almak büyük avantajdır. Miras davasında avukat ücretini kim öder diye merak edenler için bu ücreti dava açan şahıs ya da ortak dava açan şahıslar ödüyor.

Bizi Arayın