Reddi Miras

Reddi Miras

Miras, kişinin tüm hak, alacak, mal ve borçlarının bütünüdür. Kişinin ölümü ile ölüm tarihi itibariyle malvarlığında bulunan mal, hak ve alacakları ile borçlarının yekunu vefat eden kişinin terekesini oluşturur. Ölen kişi için miras hukukunda müteveffa, muris gibi kavramlar kullanılır. Ölenin malvarlığında bulunan taşınmaz, taşınır değerli eşya, para, değerli madenler, hak ve alacaklar için aktif değerler; borçları için ise pasif değerler kavramı kullanılır. Bunların bütünü için ise tereke kavramı kullanılır. Tereke ölen kişinin malvarlığının aktif ve pasif değerlerinin toplamından oluşur.

Kişilerin yakın akrabalarının ölümü ile murisin terekesi mirasçılarının üzerine geçmektedir. Mirasın intikalinde sadece murisin malvarlığındaki aktif değerler devredilmez. Tereke bir bütün olarak tüm aktif ve pasif değerler olarak mirasçılara intikal eder.

Bazı durumlarda mirasçılar muristen kalan mirası devralmak istemezler. Bu durumda mirasçıların hukuki işlem ile mirası reddetmeleri gerekmektedir. Reddi miras, kendisine miras kalan mirasçıların yapabileceği tek taraflı bir hukuki işlemdir. 

Mirasın mirasçılar tarafından bir bütün olarak kazanımı söz konusudur. Bu durumda murisin borçları da mirasçılara geçer ve mirasçılar bu borçlardan kendi malvarlıkları da dahil olmak üzere sınırsız şekilde sorumluluk altına girerler. O nedenle hukukumuzda mirasın reddi ciddi anlamda önem taşımaktadır.

Reddi Miras Nedir?

Genellikle mirasın intikali mirasçıların murisin terekesinden payları nispetinde aktif kazanç elde etmek istediği durumlarda söz konusu olur.

Mirasçılar terekenin payları nispetinde kendi üstlerine geçmesini engellemek adına reddi miras yapabilirler. Mirasın reddi iki sebeple yapılabilmektedir;

  • Miras kalan terekenin pasiflerinin aktiflerinden daha fazla olması durumunda yani malvarlığında var olan artı değerlerin borçları ödemeye yetmemesi halinde, terekenin borca batık olması durumunda,
  • Mirasçıların özel sebepler ile mirası almak istemediği durumlarda reddi miras işlemi yapılabilir.

Reddi miras yapıldığında sadece hukuki işlemi yapan kişinin mirasçılık sıfatı sona ermiş olur.

Kendisine miras kalan kişiler hukuki işlemleri tamamlayarak murisin terekesinden hak elde ettikleri aktif değerleri hızlı bir şekilde kendi malvarlıklarına eklemek istemektedirler. Ancak bazı durumlarda mirasçılar terekeye sahip olmak istemezler. Mirasçıların terekenin kendilerine geçmesini istemedikleri durumlarda pasif kalmaları yeterli olmamakta hukuki işlem gerçekleştirmeleri gerekmektedir.

Bu hukuki işlem Reddi Miras olarak tanımlanmaktadır. Mirasın reddi işlemi Türk Medeni Kanun’un 605. Maddesinde tanımlanmıştır.

Mirasın reddi işlemi iki farklı şekilde yapılabilir. Mirasçılar mirası iki farklı şekil ile reddedebilirler;

  • Mirasın Gerçek Reddi: Mirasçıların özel sebepler ile mirastan çıkmak için yaptıkları işlemdir. Mirası Gerçek Reddetmiş kişi murisin terekesi üzerinde hak sahibi olamaz.
  • Mirasın Hükmen Reddi: Bazı terekeler borca batık şekilde mirasçıların üzerine kalabilir. Bu durumda borca batık mirası kabul etmeyen mirasçılar Mirasın Hükmen Reddi işlemini yapabilirler.

Yasal olarak hak sahipleri ve atanmış mirasçılar mirasın reddi işlemini yapabilirler. Reddi miras işlemi tüm tereke için yapılır, terekenin bir bölümü için işlem yapılamaz. Reddi miras yapan kişi miras zincirinden çıkmış olur, yaptığı hukuki işlem diğer hak sahiplerini etkilemez. Mirasın reddi durumunda terekenin sanki mirası reddeden mirasçı muristen önce ölmüş gibi paylaştırılması söz konusu olur. 

Mirası usulüne uygun kanuni sürede reddeden mirasçının altsoyu varsa miras payı altsoyuna geçer, eğer bu mirasçının altsoyu yoksa mirası reddeden mirasçı ile aynı zümrede mirasçılık sıfatına sahip diğer mirasçıların payı artar.

Reddi Miras Nasıl Yapılır?

Mirasın reddi işlemi Sulh Hukuk Mahkemelerinde yapılmaktadır. Reddi miras işlemi için yer yönünden yetkili mahkeme miras bırakanın ölmeden önceki yerleşim yerindeki mahkemelerdir. Yapılacak hukuki işlem yazılı ya da sözlü olarak yapılabilir. Mirasçıların ret beyanlarını terekenin tümü için yapmaları gerekmektedir. Mirasın reddi yapılırken mirasçılar herhangi bir şart öne süremez. 

Mirasın reddi için mirasçılar ya da mirasçı vekilleri Sulh Hukuk Mahkemesine başvurabilirler. Reddi miras davalarının avukat ile açılma zorunluluğu yoktur, kişiler kendi işlemlerini mahkemeye başvurarak yapabilirler. Mirasın reddi hukuki işleminin yapılması için takip edilmesi gereken aşamalar aşağıda belirtilmiştir;

  1. Hukuki süre içerisinde murisin son olarak ikamet ettiği Sulh Hukuk Mahkemesine dava dilekçesi ile başvuru yapmak,
  2. Hâkim ön inceleme sonrası bir duruşma günü tayin eder, duruşmaya mirasçı veya vekili katılım sağlayabilir, duruşma sonrası hâkim mirasın reddi işleminin tamamlanmasına karar verir, (Duruşmaya katılım zorunlu değildir)
  3. Sulh hukuk mahkemesi özel kütüğe mirasçının beyanını işleyerek, mirasın reddi belgesini oluşturur.

Bu aşamalar tamamlandıktan sonra Reddi miras yapan kişiler mirasçılıkta çıkarılır. Mirasın reddi tüm tereke için yapılır, terekenin bir kısmı için ret yapılamaz. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi murisin terekesi mirasın taksimine kadar bir bütündür. Mirasın taksimi ise ancak mirasçıların açık yahut örtülü kabulü sonrası gene mirasçıların talebinin olması halinde söz konusu olur. Mirasın reddi aşamasında tereke hala tüm malvarlığı, hak, alacak ve borçlarıyla bir bütündür. O nedenle kısmi ret mümkün değildir. Mirası reddetmek isteyen mirasçı terekenin tamamını reddetmek zorundadır.

Miras Reddi Hakkı Kimlere Verilir?

Reddi miras işlemini mirasçılar yapabilir. Türk Medeni Kanun’un 605. Maddesinde ret hakkı konusuna açıklık getirilmiştir. Bu maddeye göre reddi miras işlemini yasal ve atanmış mirasçılar yapabilir. Mirasçılar vekaletname ile hukuki işlemleri avukatları ile yapabilirler. Vasiyetname ile atanmış mirasçılar, mirası öğrendikten sonra reddi miras yapma hakkına sahip olurlar.

Reddi Miras Şartları

Mirasın reddi işleminin yapılabilmesi için 3 koşul bulunmaktadır;

  • Mirasın reddi işleminin yapılabilmesi için kişilerin yasal ya da atanmış mirasçılar olmaları gerekmektedir,
  • Mirasın reddi işlemi tüm tereke için yapılmalıdır,
  • Mirasın reddi işlemi kanunda belirtilen yasal süreler içerisinde yapılmalıdır.

Reddi Miras Süresi

Türk Medeni Kanunu’nda mirasın reddi işlemi için hukuki süreler belirtilmiştir. TMK 606. Maddede mirasın reddi işlemi için mirasçılara hukuken tanınan süre 3 ay olarak belirlenmiştir. 3 aylık süre yasal mirasçının murisin ölümünü öğrendiği tarihten itibaren başlamaktadır. Yasal mirasçı şayet kendisinin mirasçılık sıfatını sonradan öğrenmiş olduğunu ispat ederse 3 aylık hak düşürücü süre bu tarihten itibaren başlar. Bu süre içerisinde reddi miras işlemi yapılmaz ise miras kabul edilmiş sayılır.

Mirasçılar, yasal mirasçılar ve atanan mirasçılar olarak ikiye ayrılmaktadır. TMK 606. Maddede yasal mirasçıların miras bırakanın ölümünü öğrendiği tarihten itibaren mirasın reddi süresinin başlayacağı düzenlenmiştir. Bu durumun istisnası yasal mirasçıların mirasçı olduklarını murisin ölümünden sonra öğrendiklerini mahkemede ispat etmeleridir. Bu durumda, mirasçı olduklarını öğrendikleri tarih dikkate alınarak 3 aylık süre hesabı yapılır.

Atanmış mirasçılar için ise süre miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufunun kendilerine tebliğ edilmesi ile başlamaktadır. TMK ilgili hükmüne göre vasiyetnamenin ilgili bölümlerinin onaylı örneği mirasta hak sahibi olanlara gideri terekeden karşılanmak üzere hâkim tarafından tebliğ edilir. Atanmış mirasçılar bu şekilde hem murisin ölümünü hem de mirasçılık sıfatını öğrenmiş olurlar ve mirasın reddi için tanınmış üç aylık süreleri artık başlar. Süre içinde mirası reddetmemeleri halinde mirası kabul etmiş sayılırlar ve artık mirasın reddi davası açmaları mümkün değildir.

Bazı durumlarda ise mirasçılar murisin terekede yer alan mal, hak ve borçları bilmedikleri için mirası reddedip etmemede kararsız kalırlar. Böyle durumlarda mirasçılar gene mirası red süresi içerisinde murisin malvarlığının tespiti amacıyla “terekenin yazılması” için mahkemeden talepte bulunabilirler. Mirasçılar bu şekilde hâkim tarafından terekedeki malların tespiti ile ilgili kararın kendilerine tebliğinden itibaren 3 ay içerisinde mirası reddedebilirler.

Ayrıca TMK md. 615 uyarınca bazı durumlarda üç aylık reddi miras süresi hâkim tarafından uzatılabilir. Bunun için sulh hukuk hakimine başvuruda bulunmak ve mirasın red süresinin kaçırılmasında önemli sebeplerin var olduğunun ispatı gerekir. Hâkim önemli sebeplerin varlığı halinde bu süreyi uzatabilir veya süreyi yeniden başlatabilir.

Mirasın Hükmen Reddi

Bazı durumlarda ise murisin terekesi borca batık durumda olur. Böyle durumlarda mirasın hükmen reddi söz konusu olur. Tereke borca batık ise miras mirasçılar açısından zaten hükmen red durumdadır. Lakin bazı durumlarda bu borca batıklığın tespiti yoluyla mahkeme tarafından mirasın hükmen reddine karar verilmesi gerekir. TMK ilgili maddesi murisin ölüm tarihinde ödemeden aczi açıkça belli ise yahut resmen tespit edilmiş ise mirasın reddedilmiş sayılacağını düzenlemiştir. Kanun koyucu bu hükümle mirasçıları murisin terekesindeki aktifleri aşan borçlarından doğacak sorumluluktan kurtarmayı amaçlamıştır.

Böylelikle mirasçılar murisin alacaklılarına karşı murisin ölümü tarihi itibariyle koruma altına alınmış olur. Mirasçıların kanuni red süresi içinde mirası reddetmemiş olmalarına rağmen mirasın hükmen reddi durumu var ise mirasçıları murisin geride bıraktığı borçlarından doğan sorumluluktan kurtarır. Her ne kadar borca batık bir tereke var ise mirasın mirasçılar tarafından reddedildiği bir adi karine olarak varsayılsa bile bazen mirasın hükmen reddi için mirasçıların mahkemeye başvurmaları gerekir.

Mirasçılar mirasın hükmen reddi için her zaman dava açabilirler. Yahut mirasçılar murisin alacaklıları tarafından aleyhlerine dava açılması yahut takip başlatılması durumlarında mirasın hükmen red durumda olduğu itirazında bulunabilirler. Bu durumda mahkeme re’sen mirasın gerçekten hükmen red durumda olup olmadığının tespitini yapmalıdır. Mirasın üç aylık sürede kanuni reddinden farklı olarak mirasın hükmen reddinde mirasçıların susmaları mirası kabul değil ortada bir adi karine bulunduğundan mirasın reddi sonucu doğuracaktır. Bu durumda artık mirasçıların mirası kabulünden bahsedebilmek için mirasçıların açık ya da örtülü şekilde mirası kabul iradesinde bulunması gerekir. Mirasçılar tarafından terekenin olağan yönetimini aşan nitelikteki davranışlar, terekedeki mallara sahip çıkılması yahut malların saklanması mirasın örtülü kabulü olarak değerlendirilir.

Mirasçılar mirasın hükmen reddinin mahkeme kararıyla ortaya konulmasını isteyebilirler demiştik. Bu şekilde mirasçılar murisin alacaklarının kendilerini dava etmelerinin önüne geçmiş olurlar, murisin borçlarından kaynaklanan olası bir dava yahut takibe karşı kendilerini mahkeme kararıyla koruma altına almış olurlar. Mirasın hükmen reddi davası murisin yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır.

Reddi Miras Dilekçesi

Mirasın reddi davası için farklı içeriklerde dava dilekçeleri hazırlanabilmektedir. Dava dilekçesi hazırlanırken mirasçıların özel durumları ayrıntılı bir şekilde incelenerek, dava dilekçesinde değinilmesi gereken hususlar belirlenmelidir. Aşağıda borca batık bir mirasın reddi için şablon olarak hazırlanan örnek bir dilekçe bulunmaktadır. Mirasın hükmen reddi davalarında aşağıdaki şablonu kullanabilirsiniz.

SULH HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE …..

DAVACI : ……- TCKN: …..

VEKİLİ : Av. Merve TOPBAŞOĞLU KOLMAN

DAVA : Müteveffa ……….. (T.C.KimlikNo:…….)’in terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddi talebimizdir.

AÇIKLAMALAR

Müteveffa müvekkillerimizden …… oğlu olmaktadır. Müteveffanın ölüm tarihi ../../…’dir. Murisin vefat tarihi itibariyle terekesinde bilinen herhangi bir malvarlığı yoktur. Müvekkillerim müteveffanın vergi borçları nedeniyle aranmaları üzerine terekenin borca batık olduğunu öğrenmişlerdir. Ayrıca muris adına açılmış görünen çokça icra takibi bulunduğu da e-devlet aracılığı ile öğrenilmiştir. Müteveffanın müvekkillerim tarafından bilinen herhangi bir malvarlığı bulunmamaktadır. Müvekkillerim işbu borçlardan haberdar olmadıklarından reddi miras yapmamışlardır. Müteveffanın ölüm tarihi itibariyle taşınır, taşınmaz, nakit ve/veya herhangi bir mal varlığı yoktur. Ölüm tarihi itibariyle pasifi aktifinden fazladır. Hatta müteveffanın hiçbir aktifi bulunmamaktadır. Sayın Mahkemece yapılacak araştırma ile de bu durum görülecektir. O nedenle iş bu mirasın hükmen reddi davasını ikame etme zarureti hasıl olmuştur.

Arz ve izah edilen nedenler, TMK md. 605 ve ilgili diğer hükümler ve Yargı kararları çerçevesinde müteveffanın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim.

HUKUKİ SEBEPLER : TMK. md. 605 ve devamı, HMK. ve sair mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER : Nüfus Kayıtları, Ölüm Belgesi, Tanık, Bilirkişi, İlgili Kurumlardan istenecek müzekkere cevapları ve ikamesi caiz her türlü delil. 

SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıda arz ve izah olunan sebepler çerçevesinde;

Müteveffanın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile müvekkillerimizin mirası hükmen reddinin tesciline karar verilmesi bilvekâle arz ve talep olunur.

… /../….

                DAVACILAR VEKİLİ

            Av. Merve TOPBAŞOĞLU KOLMAN

Kimler Reddi Miras Yapamaz?

Yasal ve atanmış mirasçıların tamamının hukuki düzenlemeler çerçevesinde mirası reddetme hakkı bulunmaktadır. Eğer bu mirasçılar mirası açık ya da örtülü bir biçimde kabul iradesinde bulunmuşlarsa artık reddi miras yapmaları mümkün olmayacaktır. Mirasçılar terekenin olağan yönetim işlerini aşan şekilde terekedeki mallar ile ilgili işlemlerde bulunmuşlar ise reddi miras yapamazlar. Mirasın reddi işlemi terekenin tamamı için yapılmaktadır. Mirasın bir kısmı için reddi miras işlemi yapılamaz. Mirasçılar terekeye dahil bir malvarlığını kendi uhdelerinde tutmuşlar, saklamışlar ya da kullanmışlar ise artık mirası kabul etmiş sayılırlar, bu şekilde işlem yapmış mirasçılar reddi miras yapamazlar.

Mirasçının Borcundan Dolayı Reddi Miras

Reddi miras davaları çoğunlukla murisin borçlarının varlıklarından ve alacaklarından daha fazla olduğu durumlarda yapılmaktadır. Borca batık terekelerin reddi miras yapılması işlemi mirasın hükmen reddi olarak tanımlanmaktadır. Miras açıldığında mirasçılar borçlar ve alacaklar hakkında bilgi sahibi olurlar. Bazı durumlarda miras borca batık olsa bile mirasçı kişiler bu borçları ödemek istemeyebilirler. Mirasçılar geçici olarak kazandıkları miras borçlarını ödemek istemedikleri durumda mirasın hükmen reddi hukuki işlemini yapabilirler. Türk Medeni Kanunu’nda mirasın reddi işleminin yapılması için süreler belirlenmiştir. Bu sürelere göre mirasçılar, kendilerine kalan mirası öğrendikten sonra 3 ay içerisinde Sulh Hukuk Mahkemesine başvuru yaparak mirasın reddi işlemini yapabilirler.

Noterden Reddi Miras Nasıl Yapılır?

Mirasın reddi hukuki işlemi Sulh Hukuk Mahkemeleri aracılığı ile yapılmaktadır. Mahkemeler dışında yapılan işlemler hükümsüzdür. Noterden vasiyetname oluşturma, miras paylaşımı gibi hukuki işlemler yapılabilir ancak mirasın reddi işlemi noter aracılığı ile yapılamaz. Mirasın reddi hâkim incelemesi sonucunda karar verilmesi gereken bir hukuki işlemdir. Türk Medeni Kanun’un 609. Maddesinin 4. Fıkrasında mirasın reddi işleminin şekli belirlenmiştir. Bu maddeye göre mirastan çıkma işlemi Sulh Hukuk Mahkemelerine beyan ile yapılabilmektedir. Bu maddede açıkça belirtildiği gibi tek yetkili Mahkemelerdir. Noterden yapılan ya da yapılmış mirasın reddi amaçlı işlemlerin hukuki bir geçerliliği yoktur. 

Banka Borcu Reddi Miras

Miras bırakanın banka borçlarının olması mirasçılar için reddi miras işlemini yapmaya engel değildir. Miras bırakanın borçları varlıklarından fazla ise mirasın hükmen reddi yapılabilir. Bankada parası bulunan bir murisin kredi borçları bankadaki parasından daha fazla ise mirasçılar reddi miras yaparak bu borçları ödemek istemeyebilirler. Reddi miras dava sürecinde bankalar mirasçılara haciz gönderebilirler. Bu haciz taleplerini engellemek için Sulh Hukuk mahkemesinden talep edilen mirasın reddi işleminin belgeleri ile icra dosyalarına itiraz yapılabilir. Bu itirazlar sonrası icra dosyalarındaki talepler, reddi miras işlemini bekletici mesele yaparak durmak durumunda kalır. 

Kardeşlerden Biri Reddi Miras Yaparsa Ne Olur?

Vefat eden kişinin altsoyunun yani çocuk ve torununun bulunmaması halinde kardeşler yasal mirasçı olabilirler. Ancak bu durumda kardeşler yasal mirasçı sıfatı ile murisin mirasından pay alırlar. Mirasın reddi işlemi reddi yapan kardeşi mirastan çıkarır. Mirastan çıkan kardeşin payı kalan mirasçılar üzerine paylaştırılır. Mirasın paylaştırılmasında eşitlik ilkesine göre işlem yapılmaktadır.

Reddi Miras (Mirasın Reddi) Nasıl Açılır?

Mirasın reddi hususu TMK 605 ila 618 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bizim hukukumuzda mirasçılık sıfatının iki yolla kazanıldığından “Zümre sistemi nedir? Kimler yasal mirasçı olabilir?” ve devamı yazılarımızda bahsetmiştik. Bu yollardan biri kan bağına dahil olan zümre sistemine göre kanuni olarak mirasçılık sıfatını kazanma (yasal mirasçı), diğeri ise miras bırakanın ölüme bağlı tasarruf veya miras sözleşmesi ile mirasçı atamasıdır (iradi-atanmış mirasçı). Mirasçılık sıfatı hangi yol ile kazanılmış olursa olsun mirasçıların miras bırakanın ölümü halinde her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte oluşan mirasın tamamının hak ve yükümlülüklerini reddetmesi mümkündür.

Miras hukukunda külli halefiyet ilkesi geçerlidir. Yani yasal ve atanmış mirasçılar miras bırakanın ölümüyle kendiliğinden mirasçılık sıfatını kazanırlar. Mirasçılık sıfatının kazanımının sonucu olarak miras bırakanın borçlarından yalnız tereke ile değil şahsi mal varlıklarıyla da sorumlu hale gelirler.

TMK Madde 599’ a göre “Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar.

Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.”

Ölüm ile ölenin mirası kendiliğinden derhal ve kanunen yasal ve atanmış mirasçılara geçer. Mirasın kazanımı için mirasçıların herhangi bir irade açıklamasında bulunması aranmaz. Miras bir bütün olarak mirasçılara geçer yani mirasbırakının alacak ve borçları da mirasçılara geçer. Mirasçılar mirasın borçlarından terekenin yanı sıra kişisel malvarlıkları ile de sorumlu hale gelirler. İşte kanun koyucu bu sorumluluğu istemeyen mirasçılar için mirasın reddi müessesini düzenlemiştir.

Bazen miras borca batık durumda olur. Böyle durumlarda mirasın hükmen reddi söz konusudur. Mirasçılar her zaman mirasın borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddini talep edebilirler. Bu mirasın hükmen reddidir.

Bir de mirasın gerçek reddi söz konusudur. Mirasın gerçek reddi için kanun koyucu mirasçılara üç aylık hak düşürücü süre tanımıştır.

Mirasın reddi ancak miras bırakının ölümü halinde söz konusu olur. Ve mirasın reddi hakkı sadece atanmış ve yasal mirasçılar yahut onların özel yetki ile yetki vermek suretiyle yetkilendirdiği vekilleri tarafından kullanılabilir.

Mirasın Gerçek Reddi

Türk Medeni Kanun Md. 606’ da “Miras, üç ay içinde reddolunabilir.

Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.” Denilmektedir.

Mirasın gerçek reddi için hak sahiplerinin süresi içerisinde yetkili makama beyanda bulunmuş olması aranmaktadır. Kanunda tanınan üç aylık süre hak düşürücü süredir. Sürenin başlangıcı miras bırakanın ölüm tarihini mirasçıların öğrendiği tarihtir. Başlangıç tarihi olarak miras bırakanın ölümünün baz alındığı durum mirasçıların bu sıfatlarını bildikleri varsayımı üzerine kuruludur. Mirasçıların mirasçı olduklarını bilmemeleri hallerinde ise sürenin ölenin mirasçısı olduklarını öğrendikleri tarihten itibaren başlatılabilmesi için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmeleri aranmıştır.

Mirasçıların reddi beyanında bulunmaları için yetkili makam ölenin son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesidir. Buradaki yetki kesin yetki kuralına tabi olup red iradesi mutlaka ölenin son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine yöneltilmelidir. Mirasçı davacı sıfatıyla Sulh hukuk mahkemesine mirasın gerçek reddi davası açılarak mirası red beyanının tescilini talep eder. Mahkemece incelemesi yapılacak hususlar süresi içerisinde red beyanında bulunulup bunulmadığı ve red beyanının kayıtsız şartsız olup olmadığıdır. Dava hasım gösterilmesi gerekmeyen bir dava türüdür. Dava açılırken mirası reddedilen ölünün bilgilerinin girilmesi gerekmektedir.

“Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Mirasın reddi, sulh hukuk mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız şartsız olması gerekir. Mirasın reddi hususunda vekaletnamede yetki verilmiş olması yeterlidir. Vekaletnamede murisin açık kimlik bilgilerinin yer almaması sonuca etkili değildir.” (2.HD. 22.12.2005, 15212/18054).

Kanunen tanınan hak düşürücü süre içerisinde usulüne uygun yetkili makama yöneltilmiş bir red beyanının olmaması halinde miras kazanılmış olur. Bunun yanında red süresi bitmeden mirasçı olarak; miras kalan malları saklayan veya kendine mal eden, terekenin işlerine karışan ve terekenin olağan yönetimi dışında işler yapan mirasçı, mirası reddedemez. TMK Md. 615’e göre önemli sebeplerin varlığı halinde hakim, yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış olan ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilir.

Mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile hak kazandıkları emekli, dul, yetim aylığı, destekten yoksun kalma tazminatı, manevi tazminat gibi bir kısım kanundan doğan hakları, tereke dışında kalmaktadır. Bu tereke dışı haklardan istifade etmek mirası kabul anlamı taşımamaktadır.

“Borçluların murislerinden kendilerine bağlanan maaşı sahiplenmeleri TMK’nun 605. maddesi uyarınca murisin mirasını reddetmelerine engel teşkil etmez. Zira, murisin herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan almakta olduğu maaşı terekesine dahil değildir.” (12. HD. 26.12.2005, 23073/26042)

Yasal mirasçılardan birinin mirası reddetmesi halinde mirası reddedenin payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, onun altsoyuna geçer.

“….Miras bırakan 13.07.2009 tarihinde bekar ve çocuksuz olarak ölmüş, yasal mirasçı olarak annesi, kardeşleri Yurdanur ve Aynur ile kendisinden evvel vefat eden kardeşi Naci’nin oğlu Okan kalmıştır. Yasal mirasçılarından kız kardeşleri Yurdanur ve Aynur, mirası kayıtsız şartsız reddetmişlerdir. Mirası reddedenlerin payı, miras açıldığı zaman sağ değillermiş gibi, kendi alt soylarına geçmiştir ( TMK.md.611 ). Ret sebebiyle miras açıldığı andan itibaren Yurdanur ve Aynur, yasal mirasçılık sıfatlarını yitirdiklerinden bunların eşleri hiçbir zaman mirasçı olamazlar. Yasal mirasçılık sıfatı bulunmayanların ise mirası ret hakkı yoktur. Bu bakımından, mahkemece verilen ret kararı, davalı Hasan ve Necabettin yönünden açıklanan sebeple sonucu itibarıyla usul ve yasaya uygun olup, adı geçen davacıların temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmemiştir.

Davacılardan Tevfik ve Bülent, mirası reddeden Yurdanur’un alt soyu, Onur Murat ve Eda ise mirası reddeden Aynur’un alt soyudur. Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse, bunlar için ret süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar ( TMK.md.608/3 ). O halde, öğrenme tarihine yönelik deliller toplanarak sonucuna göre reddin süresinde olup olmadığının tespiti gerekir. Bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2011/2321, K. 2012/8265, T. 3.4.2012)

TMK Md. 608’e göre mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu takdirde ret, sulh hâkimi tarafından daha sonra gelen mirasçılara bildirilir; bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar.

Mirasın Hükmen Reddi

Türk Medeni Kanun Md. 405 de mirasın hükmen reddi düzenlenmiştir. Şöyle ki;

“Yasak ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.”

Kanun lafzı itibariyle terekenin borca batık olduğunun açıkça ve resmen belli olduğu durumlarda mirasın reddedildiği yönünde aksi ispat edilebilir bir adi karine kabul etmiştir. Bu bir adi karine olduğundan mirasçılar bunun aksini mirası kabul ettiklerini gösteren açık yahut örtülü bir beyan/eylem ile ispat ederek mirası kazanımda bulunabilirler. Borca batık olduğu açıkça belli veya resmen tespit edilmiş miras iflas hükümlerine göre terekenin resmen tasfiyesinin sonuna kadar mirasçılar tarafından kazanılabilmektedir.

Örneğin mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden ve terekenin olağan yönetimi dışında işler yapan mirasçı, örtülü olarak mirası kabul etmiş sayılır. Bunun sonucunda mirasçı, borca batık terekeden dolayı kişisel malvarlığı ile sınırsız olarak sorumlu tutulabilir. Ancak Mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile hak kazandıkları emekli, dul, yetim aylığı, destekten yoksun kalma tazminatı, manevi tazminat gibi bir kısım kanundan doğan hakları, tereke dışında kalmaktadır. Bu tereke dışı haklardan istifade etmek mirası kabul anlamı taşımamaktadır.

“Borçluların murislerinden kendilerine bağlanan maaşı sahiplenmeleri TMK’nun 605. maddesi uyarınca murisin mirasını reddetmelerine engel teşkil etmez. Zira, murisin herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan almakta olduğu maaşı terekesine dahil değildir.” (12. HD. 26.12.2005, 23073/26042)

Mirasçılar tarafından açılmak istenen mirasın hükmen reddi davası herhangi bir süreye bağlanmamıştır. “…Mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilirler…” (21. Hukuk Dairesi E. 2016/9919, K. 2017/5923, T. 10.7.2017)

Mirasın hükmen reddinin koşulu, murisin ölümü tarihindeki borçlarının, alacakları ve tüm hakları da dahil olmak üzere malvarlığından fazla olmasıdır. Mirasın hükmen reddinden bahsedebilmek için aranan şart, mirasın borca batıklığı, murisin ölümü tarihinde söz konusu olmalıdır. Borca batıklığın resmen tespit edilmiş veya tespit edilebilir olması gerekmektedir. Murisin malvarlığının borçlarını karşılayamayacak durumda olduğu, mirasçıları tarafından biliniyor ise mirasçılar mirasın hükmen reddini talep edebilir.

Mirasın hükmen reddine ilişkin açılan davalarda Yargıtay kararlarına göre, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının mahkeme tarafından özellikle değerlendirilmiş olması aranmaktadır.

İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.” (14. Hukuk Dairesi E. 2016/13823 K. 2017/7231 T. 4.10.2017)

Sıkça Sorulan Sorulan

Ölmeden Reddi Miras Mümkün Müdür?

Ölmeden reddi miras yapmak mümkün değildir. Eğer bu yönde bir iradeniz var ise, size miras bırakacak olan kişi ile, onun sağlığında yani henüz ölmeden, mirastan feragat sözleşmesi düzenleyebilirsiniz.

Reddi Miras Halinde SGK’dan Bağlanan Aylıklar Kesilir Mi?

Reddi miras yapan kişi eğer miras bırakandan kendisine dul veya yetim aylığı kalıyor ise bunu alabilir. Çünkü mirasçıların hak kazandığı dul veya yetim aylıkları, mirastan farklı hukuki gerekçelere bağlanmıştır.
Dul ve yetim aylıkları miras bırakanın yıllar boyu devlete yatırdığı primler neticesinde altsoyu ve eşinin üzerinde doğan birtakım haklardır. Bu nedenle mirası reddetmek bu maaşları almalarına engel teşkil etmez.
Aynı durum destekten yoksun kalma tazminatı için de geçerlidir. Mirası reddeden mirasçılar, eğer koşulları var ise, murisin ölümü ile haklarına doğan destekten yoksun kalma tazminatını talep edebilirler.
“Borçluların murislerinden kendilerine bağlanan maaşı sahiplenmeleri TMK’nun 605. maddesi uyarınca murisin mirasını reddetmelerine engel teşkil etmez. Zira, murisin herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan almakta olduğu maaşı terekesine dahil değildir.” (12. HD. 26.12.2005, 23073/26042)

Mirasın Reddi Davası Açmak İçin Avukat Tutmak Zorunda Mıyım?

Mirasın reddi davasının avukatsız açılmasında bir engel yoktur. Ancak yazımızda da bu konuda uyarılarda bulunduğumuz üzere, dava ve başvuru sürecinin zor ve hukuki bilgi ve tecrübe gerektirdiğinin altını çizmek isteriz. Mirası reddetmek isteyenlerin, bu aşamaları tek başına yapmaya çalışmak yerine, avukat hizmeti almaları, davanın hayal edildiği gibi, sorunsuz, adil ve hızlı neticelenmesi için muhakkaktır. Aksi takdirde, sonradan telafisi çok güç hatta imkânsız zararların ortaya çıkması muhtemeldir.

Mirasın Reddi Halinde Miras Kime Kalır?

Mirasın reddi kişiye bağlı bir işlemdir, herkes kendi miras payı için reddi miras yapabilir. Mirasın reddi kararı miras kütüğüne yazıldıktan sonra reddi miras yapan kişi miras kütüğünden çıkartılır. Türk Medeni Kanun’un 610. Maddesinde tanımlandığı üzere reddi miras yapan kişi miras ilk açıldığında hayatta değilmiş gibi değerlendirilir. Reddedenin altsoyu var ise miras payı altsoyuna geçer. Eğer yoksa aynı zümrede birlikte mirasçı olarak bulunduğu diğer mirasçılar arasında paylaştırılır. Murisin en yakın yasal mirasçılarının tamamı mirası reddeder ise miras iflas hükümleri ile paylaştırılır. Paylaşım sonunda kalan bir aktif değer olur ise reddi miras yapan mirasçılara verilir.
Kategori : Miras Hukuku