İzmir İdare Avukatı

İzmir idare avukatı ve İzmir Vergi Avukatı olarak hizmet vermekteyiz. İdare ve vergi hukuku, devletin vatandaşlar üzerindeki yönetsel faaliyetlerini ve vergi ile ilgili hukuki düzenlemeleri kapsayan önemli bir hukuk alanıdır. Kamu hukukunun branşları arasında yer alan vergi hukuku ile idare hukuku arasında her zaman bir bağlantı vardır. Çünkü vergisel işlemler aslında idari işlemlerdir. İdari kararı veren kişi aynı zamanda vermiş olduğu bu kararı uygulayabilir. Bu durum vergi hukuku için de geçerlidir.

İdare hukuku, kamu hizmetlerinin yürütülmesiyle ilgili olan hukuki düzenlemeleri içermektedir. Bu kapsamda, kamu kurumları ve kuruluşları, vatandaşlara hizmet sunarken, belirli prosedür ve kurallara uymak zorundadır. Vatandaşların, bu hizmetlerin kalitesi veya yürütülmesiyle ilgili herhangi bir şikâyeti olduğunda, idare mahkemelerinde dava açma hakkı vardır.

Vergi hukuku ise, devletin gelir elde etmek için uyguladığı vergi düzenlemelerini ve bu düzenlemelerin uygulanmasını içeren hukuk dalıdır. Türkiye’de vergi hukuku, Vergi Usul Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu gibi yasal düzenlemelere dayanmaktadır. Bu kanunlar, vatandaşların vergi beyanlarını nasıl yapacakları, vergi ödemelerini nasıl gerçekleştirecekleri ve vergi incelemeleri sırasında izlenecek usul ve esasları belirlemektedir.

İzmir İdare Avukatı – Merve Kolman İletişim Bilgileri

✅ İzmir İdare Avukat:Avukat Merve Kolman
✅ Telefon:+90 505 646 24 50
✅ Adres:Kültür Mahallesi Şevket Özçelik Sk. No: 9 Daire: 3 Konak – İzmir
✅ Mail: info@mervekolman.av.tr

İdare Hukuku Nedir?

Türk hukuk sisteminde idare hukuku, idari işlem, idari yargı, idari yargı denetimi ve idari davalar gibi konuları kapsayan bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, Türkiye’deki kamu yönetiminin işleyişini ve vatandaşların kamu idaresi ile ilişkilerini düzenlemektedir.

Türkiye’de idare hukuku, devletin kamusal faaliyetlerinin yasalara ve hukuka uygunluğunu denetleyen bir hukuk dalıdır. İdare hukuku, vatandaşların kamusal hizmetlerden yararlanma hakkını savunur ve idarenin vatandaşlarla olan ilişkilerinde hukukun üstünlüğünü sağlar.

İdare hukukunda idari işlem kavramı, kamu yönetiminin vatandaşlarla olan ilişkilerindeki en temel unsurdur ve vatandaşlara bir hak ya da yükümlülük getiren işlemleri kapsar. İdari sözleşme, kamu yönetimi ile özel kişiler arasındaki sözleşmeleri açıklar. İdari yargı ise, idari işlemlere ilişkin uyuşmazlıkların çözümünü sağlayan yargısal işlemi ifade eder. İdari davalar ise, idare hukuku ile ilgili olarak açılan davalardır.

Türkiye’de idare hukuku, Anayasa, kanunlar ve diğer hukuki düzenlemelerle belirlenmiştir. Bu hukuk dalı, idarenin vatandaşlarla olan ilişkilerinde hukukun üstünlüğünü sağlamak amacıyla önemlidir ve vatandaşların haklarını korumak için etkili bir araçtır.

İdare Hukukunun Özellikleri

İdare hukukunda kamu yararını korumak ana amaçlardandır, özellikleri aşağıda sıralanmıştır;

  • Kamusal nitelik: İdare hukuku, devletin ve kamu kurumlarının faaliyetleriyle ilgilidir. Bu nedenle, idare hukuku, kamusal nitelik taşıyan işlemleri ve faaliyetleri kapsar.
  • Özerk bir hukuk dalı: İdare hukuku, diğer hukuk dallarından bağımsız bir hukuk dalıdır. İdare hukuku, devletin kamu yönetimi faaliyetlerini düzenleyen özel bir hukuk dalı olarak kabul edilir.
  • Kamu yararı: İdare hukuku, kamu yararını korumayı amaçlar. İdare hukukunun temel amacı, devletin kamusal faaliyetlerini yasalara ve hukuka uygun bir şekilde yerine getirmesini sağlamaktır.
  • İdari otoritenin denetimi: İdare hukuku, idari otoritenin vatandaşlarla olan ilişkilerinde hukukun üstünlüğünü sağlamayı amaçlar. İdare hukuku, idari işlemlerin ve kararların yasalara ve hukuka uygunluğunu denetler.
  • Hukukun üstünlüğü: İdare hukuku, hukukun üstünlüğü ilkesine dayanır. Bu nedenle, idare hukuku, idari işlemlerin ve kararların hukuka uygunluğunu sağlamak için çaba gösterir.
  • Yargı yolu: İdare hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar, idari yargıda çözümlenir. İdari yargı, idari işlemlerin yasalara ve hukuka uygunluğunu denetleyen ve vatandaşların haklarını koruyan önemli bir yargısal mekanizmadır.
  • Dinamik bir hukuk dalı: İdare hukuku, kamu yönetimi faaliyetlerindeki değişimlere göre sürekli olarak güncellenen ve değişen bir hukuk dalıdır. Bu nedenle, idare hukuku, güncel hukuki düzenlemelerle sürekli olarak yenilenmektedir.

İdare Hukukunun Kaynakları

İdare hukukunun kaynakları, aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Asıl Kaynaklar

  • Yazılı Kaynaklar
  1. Anayasa: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, idarenin faaliyetlerini düzenleyen temel bir kaynaktır. Anayasa, idarenin yapısı, işleyişi, yetkileri, sorumlulukları ve sınırları ile ilgili kurallar içerir.
  2. Kanunlar: Kanunlar, idarenin faaliyetlerini düzenleyen ve sınırlayan hukuki düzenlemelerdir. Kanunlar, idari işlemlerin yapılması ve kararların verilmesi sürecinde belirleyici rol oynar.
  3. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi: Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan ve yasama organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkisine girmeyen konularda düzenleme yapılmasını sağlayan bir düzenlemedir.
  4. Uluslararası Antlaşmalar: Anayasanın 90. Maddesinde Uluslararası antlaşmalara atıfta bulunulmuştur. Bu maddeye göre yürürlüğe giren milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. 
  5. Yönetmelikler: Yönetmelikler, idarenin faaliyetleri ile ilgili ayrıntılı düzenlemeleri içeren hukuki düzenlemelerdir. Yönetmelikler, tüzüklerden daha düşük bir seviyede olup, tüzüklerde belirtilen hükümlerin uygulanmasına ilişkin esasları belirler.
  • Yazısız Kaynaklar
  • Gelenekler ve teamüller: İdare hukukunun geleneksel hukuk kaynaklarından biri, idari teamüller ve geleneklerdir. İdare hukukunda, pratikte yaygın olarak kullanılan ve belirli bir konuda benimsenmiş bir uygulama veya yöntem, bir teamül olarak kabul edilir.

Yardımcı Kaynaklar

  • Yargı kararları: İdare hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar, idari yargıda çözümlenir. İdari yargı kararları, idare hukukunun belirli konularında yargısal kararlar içeren bir kaynak olarak kabul edilir.
  • Doktrin

Vergi Hukuku Nedir?

Türkiye’de vergi hukuku, vergi yükümlülükleri ve vergi uygulamalarıyla ilgili hukuki düzenlemeleri kapsayan bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, özellikle devletin gelir kaynakları arasında en önemli unsuru olan vergilerin toplanması, kullanılması ve denetlenmesi ile ilgilidir.

Vergi hukuku, Türkiye’de Vergi Usul Kanunu, Vergi İdaresi Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Özel Tüketim Vergisi Kanunu gibi kanunlarla düzenlenir. Ayrıca, bu kanunlara dayanarak çıkarılan yönetmelikler ve genelgeler de vergi hukukunun kaynakları arasında yer alır.

Türkiye’de vergi hukuku, vergi yükümlülüklerini ve vergi uygulamalarını düzenlemekle birlikte, vergi ihtilaflarının çözümlenmesi ve vergi cezalarına ilişkin hükümleri de içerir. Vergi hukuku, vatandaşların ve mükelleflerin haklarını korumakla görevli olan Vergi Mahkemeleri gibi özel mahkemeler tarafından uygulanır.

Vergi Hukukunun Temel İlkeleri Nelerdir?

Vergi hukukunun temel ilkeleri şunlardır:

  • En temel ilke hukuk devleti ilkesidir. Anayasanın 2. maddesinde tanımlanır. Hukuk devleti insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup onu geliştirerek sürdüren, hukuk güvenliğini gerçekleştiren, anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, yargı denetimine açık bir devlettir.
  • Kanunilik ilkesi: Vergi yükümlülükleri ve vergi cezaları, yasal düzenlemelere dayanarak belirlenir. 
  • Eşitlik ilkesi: Vergi, gelir ve servet durumuna göre orantılı olarak tahsil edilir. Vergi mükellefleri, aynı durumda olanlar için eşit şekilde vergilendirilir.
  • Belirlilik İlkesi: Vergi yükümlülüklerinin hukuki nitelik, konusu, miktarı, süresi ve ödeme şekli gibi hususlarının açık ve önceden belirlenmiş olması gerektiğini ifade eder. Bu ilke, vergi hukukunun temel prensiplerinden biridir ve hem vatandaşların hem de devletin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlar.
  • Ölçülülük İlkesi: Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası belgelerde de yer almaktadır. Anayasanın 73. maddesi, verginin ölçüsüz olmaması gerektiğini ve verginin hakkaniyet ilkelerine uygun olması gerektiğini belirtir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1. Protokolü ise, mülkiyet hakkının korunması kapsamında verginin ölçülü olması gerektiğini ifade eder. Vergi oranları, vergi matrahı, vergi istisnaları ve istisna sınırları gibi vergi unsurları, ölçülülük ilkesine uygun bir şekilde belirlenmelidir.

Bu ilkeler, vergi hukukunun temel yapı taşlarıdır ve vergi uygulamalarının hukuka uygunluğunu sağlamak için önemlidir.

İzmir İdare Hukuku Avukatı

Türkiye’de idare hukuku avukatı, idari işlemler ve idari davalarla ilgilenen bir avukattır. İdare hukuku avukatları, müvekkillerine idari işlemlerle ilgili hukuki danışmanlık sağlar ve idari davaların açılması, takibi ve sonuçlandırılması konularında yardımcı olur.

İzmir idare hukuku avukatları, müvekkillerinin kamu kurumları ve idari makamlar ile ilişkilerinde hukuki danışmanlık hizmeti sunarlar. Bu kapsamda, kamu kurumlarının uyguladığı idari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirir ve müvekkillerinin haklarının korunması için gerekli hukuki adımları atarlar.

İdari davaların açılması, takibi ve sonuçlandırılması konularında da hizmet verirler. İdare mahkemelerinde açılan davaların takibini yaparak müvekkillerinin haklarının korunmasını sağlarlar. İdari davaların sonuçlandırılması sürecinde, müvekkillerini temsil ederek dava dosyalarını hazırlar ve mahkemede müvekkillerinin haklarını savunur.

Ayrıca, devlet kurumları tarafından açılan bir davada müvekkilin haklarını savunmak, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirmek ve bu işlemlerin iptali veya değiştirilmesi talebiyle idari dava açmak da idare hukuku avukatlarının görevleri arasındadır.

Bizi Arayın