Hizmet Tespit Davası Nedir?

En genel tanımıyla tespit davası; bir hukuksal çıkarın söz konusu olması koşulu ile açılan ve sonunda bir hükümlülük talebi içermeyip duruma göre herhangi bir anlamda bir hükümlülüğe de yol açabilen ve konusuna ilişkin bir hususun bir hükümle tespitini amaçlayan dava olarak açıklanabilir. Söz konusu hüküm kesinleştiğinde yani kesin hüküm halini aldığı durumda, konusu olan hukuksal durumun varlığı ya da yokluğu yahut tespit konusu belgenin ya da durumun gerçekten olup olmadığı herkese karşı hüküm ifade edecektir. Bu açıklamalar ışığında özel bir tespit davası niteliğini haiz hizmet tespit davasını tanımlayacak olursak, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86. Maddesine göre, sigortalının primlerini yatırmayan işverene karşı, süresi içinde “hizmet tespit davası” açabilmesi mümkündür.

Söz konusu hüküm uyarınca hizmet tespit davasının açılması gereken durumları, işverenin fiilen veya işyeri kayıtlarından tespit edilebilecek her türlü bilgiden veya kamu kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalıların, işverenleri tarafından primlerinin yatırılmaması sonucu, işçinin süresi içinde açması hakkı tanınarak eksik primlerinin yatırılması suretiyle sigortasının tamamlanması amaçlanmış bulunmaktadır. Özetle hizmet tespit davaları işverenlere karşı işçilerin açtığı, çalışma süresinin belirlenmesini amaçlayan iş davalarıdır

Hizmet Tespit Davasında Davacı Kimdir?

Açılacak olan hizmet tespit davasında davacı sıfatını haiz olacak kişi, aktif olarak çalışmasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu’na primleri eksik ya da hiç ödenmeyen işçi olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna göre İş Kanunları uyarınca işçi sıfatına sahip olan kişilerin yukarıda belirtmiş olduğumuz şartları taşımaları ve belli sürelere uymaları kaydıyla, hizmet tespit davasında davacı sıfatına sahip olabilecekleri sonucuna varılacaktır. 

Hizmet Tespit Davasında Davalı Kimdir?

Açılacak olan hizmet tespit davasında davalı sıfatını haiz olan kişi ve kişiler aktif olarak çalışmakta olan veya çalışmayı bırakmış olmasına rağmen süreleri kaçırmadan dava yoluna başvuran işçinin, çalıştığı süre boyunca Sosyal Güvenlik Kurumu’na yatırması gereken sigortalılık primlerini eksik ya da hiç yatırmayan işverendir. Buna göre İş Kanunları uyarınca hizmet tespit davası işveren sıfatını haiz olan kişiye karşı açılması gerekir. Açılacak olan hizmet tespit davası ile Sosyal Güvenlik Kurumuna da davanın açıldığı ihbarı yapılmak suretiyle kurumun davadan haberdar olmasının sağlanması faydalı olacaktır. 

Hizmet Tespit Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Hizmet tespit davaları, işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık dolayısıyla açıldığından ve de kanunda da açık bir düzenleme bulunduğundan söz konusu davada görevli mahkeme, iş mahkemeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. İş mahkemelerinin bulunmadığı bölgelerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi genel görevli mahkeme olarak iş mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakmakla görevli olacaklardır. Yetki konusuna gelecek olursak, yetkili mahkeme olan davalının yerleşim mahkemesi olmakla birlikte, iş mahkemeleri bakımından özel yetki düzenlemesi yapılmış ve de işçinin çalıştığı işyerinin bulunduğu yer mahkemesi de ayrıca yetkili olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu açıdan işçi dilerse işverenin yerleşim yerinde dilerse işyerinin bulunduğu yer iş mahkemesinde bu davayı açabilme olanağına sahip bulunmaktadır. 

Hizmet Tespit Davası Zamanaşımı

Hizmet tespit davaları, sigortalının kendisi veya sigortalı ölmüşse mirasçıları tarafından işveren ile Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmalıdır. Bu tür davalar bakımından mahkemelerce; 

  • Sosyal Güvenlik Kurumu’ndaki işyeri dosyası, 
  • İşverenin yanındaki işyeri dosyası ile sigortalının şahsi sigorta sicil dosyasının, 
  • İşverenin meslek kuruluşu, 
  • Dernek ve esnaf, sicil kayıtlarının, 
  • Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı kayıtlarının, 
  • Vergi mükellefiyet kayıtlarının SGK’ya ibraz ettiği muhtasar beyanname, suret veya asıllarının, celbedilip incelenmesi ve olayın açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. 

Resmi bir kurumda çalışılıyor ise bu kurumdaki çalışmaların ise mutlaka resmi ve yazılı belgeler aracılığıyla ispatlaması gerekmektedir. İşverenin SGK’ya hiç belge vermemiş olduğu durumlarda ve de bu durumun resmi merciler veya SGK tarafından da kendiliğinden tespit edilememiş ise en fazla 5 yıllık bir süreye ilişkin hizmet tespiti istenebilir. Sigortalı işçinin, hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı tarihten itibaren beş yıl dolmadan hizmet tespit davasını açması gerekir.

Söz konusu beş yıllık süre hak düşürücü niteliğinde olduğundan mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınır. Yargıtay uygulamasında söz konusu hak düşürücü sürenin başlangıcı sigortalı işçinin işyerinden ayrıldığı yılın sonundan itibaren işlemeye başlayacağı ve beş yılın dolmasıyla birlikte hizmet tespit davası açma hakkının düşmüş olacağı yönünde bir eğilim bulunmaktadır. Sigortalı işçinin işyerinde birden fazla işe giriş ve çıkışının olması durumunda hak düşürücü sürenin hesaplanmasında, her dönem çalışma için ayrı ayrı süreler dikkate alınmalıdır. 

Hizmet Tespit Davası Şartları

Hizmet tespit davası açılabilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi ve de bazı koşulların uygun olması gereklidir. Söz konusu şartları aşağıda belirmiş bulunmaktayız;

  • İşçi ile işveren arasında kurulan iş ilişkisi kural olarak hizmet akdine dayanmalıdır.
  • Hizmet akdinin işçiye yüklediği edim borcu işverene ait işyerinde görülmelidir. 
  • Çalıştırılan işçi sigortalı olma imkanına sahip bir kişi vasfında olmalıdır.
  • SGK’ya hiç belge vermemiş olduğu durumlarda ve de bu durumun resmi merciler veya SGK tarafından da kendiliğinden tespit edilememiş ise en fazla 5 yıllık bir süreye ilişkin hizmet tespiti istenebilir. Beş yıllık hak düşürücü süre fazlasıyla geçmişse dava reddedilir.
  • Çalışmaların kurumca tespit edilmemiş olması gerekir. Zira sigortalının çalıştığı sürelerin kurumca tespit edilmesi halinde artık açılacak olan dava beş yıllık hak düşürücü süreye tabi olmayacaktır. 
  • Bu davalarda hem SGK hem de işveren (bulunması halinde alt işveren) müştereken ve müteselsilen davalı konumundadırlar. Açılacak olan davanın birlikte takip edilmesi gerekir. 
  • İşçinin talep ettiği tespit süreleri ile sigortalı çalıştığı süreler arasında uyuşmazlık olmaması gerekir.
  • Hizmet tespit davasından feragat edilebilmesi mümkün değildir. Zira hizmet tespit davası kamu düzenini ilgilendiren bir dava niteliğindedir. Aynı zamanda sosyal güvenlik hakkı anayasal güvenceye sahip bir haktır.
  • İşçinin öldüğü durumlarda mirasçılarının, hak düşürücü süreyi geçirmemek kaydıyla, murisin ölüm tarihinden itibaren beş yıl içinde bu davayı açmaları gerekir. 

Hizmet Tespit Davasında Deliller

Bu tür davalar nitelikleri itibariyle kamu düzenine ilişkin olmaları sebebiyle, delillerin re’sen toplanması ve sadece tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmaması gerekir. Aynı zamanda hâkim, tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı değildir. Hizmet tespit davaları bakımından; mahkemelerce, hem Sosyal Güvenlik Kurumu’ndaki işyeri dosyası, hem de işverenin yanındaki işyeri dosyası ile sigortalının şahsi sigorta sicil dosyasının, işverenin meslek kuruluşu, dernek ve esnaf, sicil kayıtlarının, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı kayıtlarının, vergi mükellefiyet kayıtlarının SGK’ya ibraz ettiği muhtasar beyanname, suret veya asıllarının, celbedilip incelenmesi ve olayın açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Resmi bir kurumda çalışılıyor ise bu kurumdaki çalışmaların ise mutlaka resmi ve yazılı belgeler aracılığıyla ispatlaması gerekmektedir. 

Hizmet Tespit Davası Ne Kadar Sürer?

Hizmet tespit davalarında görevli mahkemelerin iş mahkemeleri olduğunu yukarıda belirmiştik. İş mahkemeleri yargılama usulü bakımından basit yargılama usulüne tabidir. Bunun sonucu olarak da basit yargılama usulüne tabi davaların yazılı yargılama usulüne tabi davalar bakımından daha erken sonuçlandırıldığı sonucuna varılabilir. Hizmet tespit davasının tam olarak ne kadar sürede sonuçlandırılacağının belirlenmesi mümkün değildir, zira her somut olay bakımından farklılıklar doğması doğaldır. Uygulamada hizmet tespit davaları ortalama bir, bir buçuk yılın sonundan sonuçlanmaktadır. 

Hizmet Tespit Davasında Arabuluculuk

İş mahkemelerinin kapsamına giren davalar, iş kazası ve meslek hastalığı hariç olmak üzere, zorunlu arabuluculuk kapsamındadır. Lakin hizmet tespit davasının niteliğinden ötürü, iş mahkemelerinin görev alanına dahil olsa da zorunlu arabuluculuk kapsamında değildir. Bunun sonucunda da kişiler arabulucuya başvuru şartı olmadan doğrudan dava açma yoluna başvurabilirler. Hizmet tespit davalarında arabuluculuk dava şartı olmadığı için davalar diğer iş davalarına göre daha hızlı sonuca ulaştırılabilir.

Hizmet Tespit Davasında Eksik Prim

İşverenin prim bildirgesi vermesine rağmen, primlerini ödememesi sigortalının sorumluluğunu gerektirmez. Sigortalı işçi bu durumda primi ödenmiş gibi, yasal haklarından yararlanma hakkına sahip olacaktır. Zira 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca, Sosyal Güvenlik Kurumu’na, prim ödemekle yükümlü kılınan kişi, işçiyi çalıştıran işverenidir. Bunun sonucunda da yatırılması gerekmesine rağmen yatırılmayan eksik primlerden işveren sorumludur. Dava sonucunda SGK’ya yatırılacak primler işveren tarafından ödenmelidir.

SGK Bir Günlük Hizmet Tespit Davası

Emeklilik veya başka nedenlerden ötürü sigortalı olduğu sürenin 1 gün ile kaçırılmış olması durumunda, sigortalının 1 günlük hizmetini tespit etmek ve de sigortalılık süresine ekletmek maksadıyla hizmet tespit davası açabilmesine kanunen bir engel bulunmamaktadır. Buna göre işçiler veya diğer kişiler, 1 günlük sigortalılıklarını tespit ettirmek amacıyla işverenlerine ya da Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı açacakları bir hizmet tespit davası ile haklarına kavuşabileceklerdir. Hizmet tespit davası açılırken gün sınırlaması bulunmamaktadır. İşçinin eksik süreleri tespit edilerek 1 gün, 2 gün veya daha farklı gün talepleri yapılabilir. Bu talepte 5 yıllık hak düşürücü süreye göre hesap yapılmalıdır.

Hizmet Tespit Davası Yargıtay Kararları

Hizmet tespit davalarında ispat yükü talep eden işçiye aittir. İşçilik alacakları davaları ile hizmet tespit davası birlikte açılması durumunda mahkemeler hizmet tespit davasının tamamlanmasını bekletici mesele yapmaktadır. Hizmet tespit davası sonuçlandıktan sonra işçi alacakları konusunda yargılama yapılır, Yargıtay 7.H.D., 2016/5113 E., 2016/4424 K. Kararı bu yönde verilmiştir.

Hizmet tespit davalarının kamu düzenini ilgilendiren davalardır. Kamu düzenini ilgilendiren davalarının hassasiyet ile incelenmesi gerekmektedir. Hâkim sunulan deliller ile yetinmeyip re’sen inceleme yapmalıdır. Bu konu Yargıtay kararlarında da yer almaktadır, Yargıtay 10. Hukuk dairesi 2021/4235 E., 2022/3635 K. sayılı kararında re’sen inceleme kararına değinmiştir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 02/05/2013 tarih ve 2012/20510 Esas, 2013/8859 Karar sayılı ilamında hizmet tespit davasının işçilik alacağı davasından ayrı bir şekilde yürütülmesi gerektiğine karar vermiştir. Kararda İşçilik alacağı ile ilgili davanın işçilik alacağı ile yürütüldüğü gerekçesiyle bozma kararı vermiştir.  

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi         2017/19642 E., 2017/8656 K. sayılı ilamında İş mahkemesinin hizmet tespit davasını işçilik alacağı davası için bekletici mesele yapmaması nedeniyle bozma kararı vermiştir.

Hangi Durumlarda Hizmet Tespit Davası Açılır?

Kişilerin uzun yıllar sigortalı olarak çalışmaları sonunda emekli olacakları zaman kendilerine ödenecek emekli aylıkları, belli sürelerle sigortalı bir şekilde çalışmış olmaları koşuluna bağlı olarak verilmektedir. Uygulamada ise bazı işverenler ya da bizzat kişiler ödemeleri gereken primlerini ödemeyerek bu haklarından mahrum kalma sonucuyla karşılaşabilmektedirler. İşte kanun koyucu bu tür durumların ortaya çıkması neticesinde kişilere, hizmet tespit davası açmak suretiyle sigortalı olarak çalıştıklarının tespitini yaptırarak, söz konusu haklarından mahrum kalmalarını önlemek amacıyla onlara bir şans tanımış bulunmaktadır.

Lakin kişilere tanımış olduğu bu hakkın kullanımını da süresiz olarak belirlememiş beş yıllık hak düşürücü süreye tabi kılmıştır. Bu açıdan kişiler bu sürelere uyarak daha önce kendi kusurlarıyla ya da kendi kuruşları olmaksızın işverenlerinin kusuru sonucunda yatırmadıkları primler yatırmak suretiyle yukarıda bahsedilen haklardan yararlanma imkanına sahip olabileceklerdir. 

Hizmet Tespit Davası Kaç Yıl Geriye Gider?

İşverenin SGK’ya hiç belge vermemiş olduğu durumlarda ve de bu durumun resmi merciler veya SGK tarafından da kendiliğinden tespit edilememiş ise en fazla 5 yıllık bir süreye ilişkin hizmet tespiti istenebilir. 5 yıllık süre hesaplanırken; sigorta yapılmadan çalışan işçiler, çalıştıkları işyerinde işe başladıkları yılı takip eden yılın ilk gününü 5 yıllık sürenin başlangıç günü olarak belirleyerek hesap yapabilirler.

1 Günlük Hizmet Tespit Davası Ne Kadar Sürer?

Hizmet tespit davalarında görevli mahkemelerin iş mahkemeleri olduğunu yukarıda belirmiştik. İş mahkemeleri yargılama usulü bakımından basit yargılama usulüne tabidir. Bunun sonucu olarak da basit yargılama usulüne tabi davaların yazılı yargılama usulüne tabi davalar bakımından daha erken sonuçlandırıldığı sonucuna varılabilir. Hizmet tespit davasının tam olarak ne kadar sürede sonuçlandırılacağı söylenemese de zira her somut olay bakımından farklılıklar doğması doğaldır, 6 ay ya da 1,5 yılın sonunda davaların sonuçlandırıldığına uygulamada rastlanılmaktadır

İşçi Sigortasız Çalıştığını Nasıl İspatlar

Fiilen veya işyeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden veya kamu kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, kanun uyarınca kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler kurumca re’sen düzenlenir ve içeriği sigorta primleri kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir.

Bir yıldan fazla çalışan işçiler için SGK, işyerinin kanuni kayıtlarını talep etmektedir. Zaten bu belgeler olmadığı için işçi sigortasız (kaçak) çalışmaktadır. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere sigortasız işçi çalıştırma durumunun tespiti Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılacağından, kurum gerekli niteliği taşıması ve de kapasitesine göre işin yürütümü için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında olup olmadığı incelemesi yapak suretiyle sigortasız (kaçak) işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığın tespitini gerçekleştirebilecektir. 

Yorum yapın

Bizi Arayın