Boşanmada mal paylaşımı davaları, boşanma davalarında boşanma kararı kesinleştikten sonra görülmeye başlayan davalardır. Mal paylaşım davası boşanma davası ile aynı anda açılabilir, bu durumlarda mahkemeler boşanma davasının neticelenmesini bekler, boşanma davasının kesinleşmesini mal paylaşım davası için bekletici mesele olarak değerlendirir. Mal paylaşım davaları, evlilik birliği içerisinde edinilmiş malların paylaşımı esasına dayanır.
Kanun koyucu mal paylaşım davalarında hak düşürücü süreleri belirlemiştir. Mal paylaşımı davalarında zaman aşımı, evlilik birliğinin sona ermesinin mahkeme kararı ile kesinleşmesinden sonra 10 yıl olarak belirlenmiştir. Kanun ile belirlenen 10 yıllık süre geçtikten sonra taraflar mal paylaşım talebinde bulunamaz.
Anlaşmalı boşanma davalarında mal paylaşımı anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenebilir. Bu durumlarda protokolde mal paylaşım hususları açık bir şekilde belirtilmelidir. Anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımı hususunda açık bir madde yok ise taraflar boşanmanın kesinleşmesinden sonraki 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde boşanmada mal paylaşım davası açabilir.
Mal paylaşım davalarında yetkili ve görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Boşanmada mal paylaşımı davasında hangi il ve ilçedeki Aile Mahkemesinin yetkili olacağına Türk Medeni Kanun’un 214. Maddesine göre karar verilir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Rejimleri Nelerdir?
Konu Başlıkları
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilmesiyle birlikte bir İsviçre modeli olan “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi” Türk Aile Hukukunda eşler arasında yeni yasal mal rejimi olarak tercih edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanun’u ile böyle bir yeniliğin tercih sebebi şüphesiz ki önceki 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yasal mal rejimi olarak tercih ettiği “Mal Ayrılığı Rejiminin” çalışmayan kadın bakımından ciddi bir adaletsizliğe yol açmasıydı.
Her iki kanun döneminde de kanun, yasal mal rejimi düzenlemesinin yanı sıra eşlere aralarında geçerli olacak mal rejimini seçme hak ve yetkisi tanımış olup bu hak ve yetkinin sınırlarını yine kanunla seçimlik mal rejimi tipleri düzenleyerek sınırlandırmıştır. Bu mal rejimi tipleri “Seçimlik Mal Rejimi” olarak adlandırılmaktır.
Eşlerin mal rejimi seçmemeleri halinde aralarında geçerli olacak mal rejiminin ne olacağı sorununa çözüm yine kanunla getirilmiş olup böyle bir durumda eşler arasında uygulanacak mal rejimi ise “Yasal Mal Rejimi” olarak adlandırılmaktadır.
Boşanmada mal paylaşımı, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi yasal mal rejimi olarak ‘Mal Ayrılığı Rejimini’, seçimlik rejim olarak da ‘Mal Birliği’, ‘Mal Ortaklığı’ rejimlerini düzenlemekteydi. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinde yasal mal rejimi olarak kabul edilmiş olan mal ayrılığı rejiminde her bir eşin malı diğer eşin mal varlığından ayrı ve bağımsızdı. Bir başka ifade ile eşler nasıl ki evlenmeden önceki mallarına tek başına malik ise evliliğin devamı süresince edindikleri mallarına da rejim sona erse dahi tek başına maliktirler. Evlilik birliği süresince mallar kim tarafından kazanılmış ise o mal sadece ona aittir. Rejimin sistemi oldukça basit olup herhangi bir hesaplama, denkleştirme işlemi yapmaya gerek yoktu.
Ancak söz konusu rejim için önem arz eden bir konu bulunmaktadır. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ile düzenlenmemiş olan Yargıtay içtihatları ile hakkaniyete aykırılığın az da olsa giderilmesini sağlayan katkı payı alacağı kavramı kabul edilmiştir. Eşlerden birinin diğer eşin edindiği mala katkıda bulunmuş olduğu durumlarda Yargıtay eşin katkısı karşılığı genel hükümlere göre bir katkı alacağı talep edebileceğini kabul etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanun’u yasal mal rejimi olarak yeni bir rejim olan “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimini” kabul etmiş, seçimlik mal rejimi olarak da ‘Mal Ayrılığı, Paylaşmalı Mal Ayrılığı, Mal Ortaklığı’ rejimlerini düzenlemiştir. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin kabul ettiği yasal mal rejiminin aksine bu rejim birtakım hesaplamalar gerektiren karmaşık bir rejimdir.
Kanun koyucu rejimi tanımlarken “Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar.” (TMK m.218) diyerek edinilmiş mal ve kişisel mal olmak üzere iki tür mal grubundan bahsetmiştir. Ancak kişisel mallar esasında tasfiyeye tabi değillerdir.
Bu kavram edinilmiş mallara katılma rejiminde; ‘kişisel malların tasfiye sırasında ayrılması’ (TMK m.226), ‘kişisel bir mala yapılan katkı’ (TMK m.227), ‘kişisel mal yerine geçen değerler’ gibi konularda mal rejimi uyuşmazlıklarına konu olmaktadır.
Rejim için asıl önemli olan ve üzerinde birtakım hesaplamalar yapılarak eşler arasında alacak hakkının doğumuna sebep olan diğer mal grubu “Edinilmiş Mal”dır. Bu mal rejiminin devamı süresince eşlerin karşılığını vererek edindikleri mallar “Edinilmiş Mallar” olarak kabul edilir. Bir eşin rejim süresince bu şekilde edindiği her mal üzerinde diğer eşin de hakkı bulunmaktadır. Hangi eşin kazancıyla malın edinilmiş olduğu önem arz etmez.
Rejim tasfiye edildiğinde her bir eşin diğer eşin edinilmiş malları üzerinde (pasifler çıktıktan sonra) yarı oranda alacak hakkı vardır. (TMK m.236) Bu alacak hakkına kavramsal olarak “Katılma Alacağı” denilmektedir. Katılma alacağının yanı sıra rejim için önem arz eden bir diğer kavram ise “Değer Artış Payı Alacağı”dır.
Değer artış payı alacağı eşlerden birinin diğer eşe ait bir mala ilişkin yaptığı katkının bulunması durumunda gündeme gelir. Bu katkı o malın edinilmesine, iyileştirilmesine yahut korunmasına yönelik olabilir. Ayrıca değer artış payının gündeme gelebilmesi için katkı karşılığında katkıda bulunan eşin hiç ya da uygun bir karşılık almamış olması aranır. Bu koşulları sağlayan bir katkı söz konusu ise tasfiye sırasında malda ortaya çıkan değer artışına göre katkıda bulunan eş katkısı oranında alacak hakkına sahip olur. (TMK m.227)
Değer artış payı alacağı 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi döneminde Yargıtay içtihatları ile hukukumuza girmiş olan katkı payı alacağının bir takım farklı nüanslar ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenerek yasal zemine oturtulmuş halidir.
İzmir Mal Paylaşımı Avukatı İçin Bize Ulaşın
Avukat ve Arabulucu Merve Topbaşoğlu Kolman, boşanmada mal paylaşımı ve boşanma davaları alanında uzman avukat olarak müvekkillerine hizmet vermektedir. Mal paylaşımı alanında akademik araştırmalarda bulunmuştur. “Katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı” isimli tez çalışması ile mal paylaşımı alanında literatüre önemli katkılar yapmıştır. İzmir mal paylaşma avukatı olarak müvekkillerine arabuluculuk ve avukatlık hizmetleri vermektedir. Boşanma sonrası mal paylaşma davalarında bize ulaşarak danışmanlık ve arabuluculuk hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz.