Kimler reddi miras yapamaz; Reddi miras hakkı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile mirasçılara tanınmış olan ve genellikle miras bırakanın terekesindeki mal varlığının, borçlarına yetmediği durumlarda, mirasın intikal edeceği mirasçı, kendi mal varlığıyla da sorumlu olacağı için, bu reddi miras hakkı ile, miras bırakanın mal varlığı ve borçlarından kurtulabilmektedir. Reddi miras hakkı kanunen mirasçı sayılanlar ile atanmış mirasçılar ve kimi zaman da vasiyet alacaklıları için geçerlidir.
Mirasın reddinin iki türü vardır: mirasın hükmen reddi ve mirasın gerçek reddi. Hükmen reddinde miras bırakanın aczinin açıkça anlaşıldığı veya resmen belirlendiği hallerde mümkündür. Bu şart sağlandığında, alacaklılardan birinin bulunduğu asliye hukuk mahkemesine yapılacak bir başvuru ile reddi miras hakkı kullanılır. Mahkemece bu özel sicile kaydedilir. Mirasın gerçek reddinde, miras bırakanın ölümünün öğrenilmesinden itibaren 3 ay içinde, kayıtsız ve şartsız yapılacak bir başvuru ile mirasın reddi talep edilir. Bu başvuru miras bırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine yapılır ve bu dava hasımsızdır, davalısı bulunmamaktadır.
Şartlar sağlandığında mahkemece talep kabul edilecek ve yine özel kütüğe geçilecektir. Reddi miras sonunda artık miras paylaştırılırken mirası reddeden mirasçı, sanki miras bırakandan önce ölmüş gibi paylaşım yapılır. Alt soyu varsa ona devreder, yoksa diğer mirasçıların paylarına eklenir.
Kimler Reddi Miras Yapamaz
Reddi miras hakkı, Türk Medeni Kanunu’nca tanınan ve miras bırakanın terekesinde, pasiflerin aktiflerden daha çok olduğu hallerde yani terekenin borca batık halde bulunan terekeyi kabul etmek istemeyen ve bazen de manevi bazı sebeplerle mirası kabul etmek istemeyen mirasçılara tanınan, tek taraflı irade doğuran bir haktır. Bu hakkın kullanımı TMK 605’te belirtildiği üzere yasal ve atanmış mirasçılara verilmiştir. Reddi miras hakkı kanunen mirasçı sayılanlar ve miras bırakanın sağken atamış olduğu mirasçılar dışında bir de vasiyet alacaklıları gündeme gelmektedir. Vasiyet alacaklıları için de düzenlenen hüküm açıktır. TMK 616’ya göre vasiyet alacaklısı vasiyeti reddederse, miras bırakanın başka bir tasarrufu ile başka bir arzusu anlaşılmadıkça, vasiyet alacaklısının mirası reddiyle onun hakları mirasçılara kalacaktır.
Reddi miras hakkı, hak düşürücü süre ile kullanılabilen bir haktır. Böylece miras bırakanın vefatının öğrenilmesinden itibaren 3 ay içinde mirası reddetmeyen hak sahipleri, sürenin geçmesinin ardından reddi miras yapamazlar.
Reddi miras hakkı, diğer şahsa bağlı haklarda olduğu gibi feragat edilebilen bir haktır. Bu haktan feragat eden mirasçı yani mirası reddetmeyeceğini sulh hukuk mahkemesine beyan eden mirasçılar da artık reddi miras hakkını kullanamazlar.
Son olarak miras bırakanın terekesinde, mirası kabul ettiği anlamına gelecek işlemlerde bulunan mirasçının da artık mirası ret edemeyeceği kabul edilmiştir. Bu husus TMK 610/2’de açıkça sayılmıştır. Ret süresi bitmeden, mirasçı gibi tereke işlerine karışan, terekenin yönetimi için olağan işler dışındaki işleri yapan, tereke mallarını saklayan veya kendi üzerine geçiren mirasçı artık mirası kabul etmiş sayılacağından, reddi miras yapamaz.
Devlete Borcu Olan Kişi Reddi Miras Yapabilir Mi?
Reddi miras hakkı, uygulamada genellikle miras bırakanın borçlarının sorumluluğundan kurtulmak için kullanılan bir yoldur. Miras bırakan sağlığında aciz halinde olduğunda veya ölümünün ardından terekedeki mal varlığı borçlarını ödemeye yetmediği hallerde, miras bırakanın borçlarını ödemek istemeyen mirasçının başvurduğu bir haktır. Reddi miras hakkını kullanmayan mirasçı, mirasın doğrudan intikal etmesiyle birlikte, miras bırakanın borçlarından kendi mal varlığıyla da sorumlu olacaktır. Terekedeki mal varlığı miras bırakanın borçlarını ödemeye yetmezse, mirasçı kendi mal varlığıyla bu borçlardan müteselsil olarak sorumlu olacaktır. Alacağını tahsil edemeyen alacaklılar, miras bırakandan olan borçları için mirasçıya başvurabileceklerdir. ,
Tüm bunlardan anlaşıldığı üzere reddi miras hakkı, miras bırakanın borçlarından kurtulmanın bir yoludur. Mirasçının borcunun olup olmaması, reddi miras için önemli olmamalıdır. Mirasçının borcu olsa bile, miras bırakandan gelecek olan mal varlığı ve borçları reddetmesi üzerinde herhangi bir etkisi olmayacaktır. Zira miras bırakanın terekesinden kendisine aktarılacak borçtan kendi mal varlığı ile sorumlu olacaktır, ancak tereke, mirasçının borçlarını ödemek için kullanılamaz. Paylaşımdan sonra aktif değerler pasifleri ödemeye yeterse ve kalan olursa, mirasçılar arasında pay edilir.
Mirası Reddeden Mirasçının Payı Kime Kalır?
Reddi miras hakkı, kanunen mirasçı olanlar ve atanmış mirasçılarca kullanılabilirdi. Bu hakkı kullanan mirasçı miras bırakanın mal varlığından ve borçlarından ayrık tutulur, tereke paylaştırılırken mirası reddeden o mirasçı sanki miras bırakandan önce ölmüş gibi işlem yapılır.
Mirasın hükmen reddinde, miras bırakanın alacaklılarından birinin yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesine yapılacak bir başvuru (dava) ile, miras bırakanın borcunu ödemeden aczi açıkça veya resmen anlaşılıyorsa, mirasçılar mirası kabul anlamında herhangi bir eylemde bulunmadılarsa mahkeme kararı ile mirasın hükmen reddi, mirasın gerçek reddinden farklı bir sonuç doğurmaktadır. Mirasın gerçek reddinde, ret, yalnızca reddeden mirasçı bakımından sonuç doğurmaktayken, hükmen reddinde ret, miras bırakanın bütün kanuni veya atanmış mirasçılarına etki eder. Bu mirasçılardan herhangi biri mirası açıkça veya zımnen kabul etmezse, tereke hiçbir mirasçıya geçmez.
Zaten miras bırakanın ölümü zamanında aczin açıkça veya resmen belirli olduğu hallerde miras kendiliğinden reddedilmiş sayılır. Alacaklılardan birinin yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesine yapılan başvuru ardından sonuçlandıktan sonra, miras iflas hükümlerine göre tasfiye edilecektir. Bu tasfiyede yetkili yer miras bırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesidir ve kesin yetkilidir. Tasfiyenin ardından terekede malvarlığı kalırsa, mirasçılar sanki hiç reddetmemiş gibi, hak sahipleri arasında paylaştırılır.
Mirasın Reddi Halinde Miras Alt Soya Geçer Mi?
Mirasın hükmen reddinde, miras bırakanın en yakın mirasçılarının hepsi tarafından reddedilmiş gibi sonuç doğurduğunu yukarıda ifade etmiştik. Mirasın gerçek reddinde ret, yalnızca mirası reddeden o mirasçı bakımından sonuç doğurur. Mirasçı, miras bırakanın mirasını reddettiğinde, miras paylaşımı esnasında reddeden mirasçı sanki miras bırakandan ölmüş gibi paylaşım yapılır.
Mirasçı, mirası kayıtsız şartsız olarak reddettiğini, miras bırakanın vefatını öğrenmesinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içinde, miras bırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine başvurduktan sonra, mahkeme gerekli araştırmaların ardından mirasın reddedildiğini özel kütüğe işleyecektir. Bunun ardından o mirasçı sanki miras bırakandan önce ölmüş gibi miras paylaşımı yapılır. Mirası reddeden mirasçının alt soyu varsa, mirastaki payı alt soyuna geçer. Alt soyu yoksa pay, diğer mirasçılar arasında pay edilir. Bir örnek vermek gerekirse:
- Miras bırakan(MB), ölümü zamanında çocukları A, B ve C; A’nın çocuğu T1, B’nin çocuğu T2 ve C’nin çocuğu T3 bulunmakta, Miras bırakanın eşi miras bırakandan önce vefat etmiş olduğu varsayımında; (A) mirası reddettiğinde, (A)’nın payı alt soyu T1’e geçer. Miras payları şu şekilde olur: T1=1/3, B=1/3, C=1/3.
- (MB) ölümü anında çocukları A,B ve C; B’nin çocuğu K1 ve C’nin çocuğu K2 bulunmaktadır. (A)’nın mirası reddettiği varsayımında alt soyu olmadığından miras payı diğerlerinin payına eklenecektir ve böylece miras payı oranları şu şekilde olacaktır: B=1/2, C=1/2.