Reddi Miras Nasıl Yapılır? Miras hakkı, benimsenen külli halefiyet ilkesi gereği, miras bırakanın vefatı halinde atanmış veya kanuni mirasçılarına, terekenin aktif ve pasifleriyle birlikte, onların herhangi bir beyanı veya talepleri olmaksızın doğrudan intikal eder. Bu noktada Türk Medeni Kanunu bu hak ve sorumluluğu almak istemeyen mirasçılar için mirası reddetme olanağı sağlamıştır.
Reddi miras yani diğer bir tabirle mirasın reddi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 605 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre reddi miras hakkı; miras bırakanın vefatının ardından kalan mirasçılarının, istedikleri takdirde miras bırakandan kalan borç ve yükümlülüklerden kurtulmak adına sahip oldukları bir haktır. Mirasın reddi hakkına sahip olan mirasçılar; kanuni veya atanmış mirasçılardır. Mirasın reddi mirasçının iradesiyle gerçekleşebilirken aynı zamanda miras bırakanın aczinin açıkça veya resmen tespit edildiği hallerde (yani terekenin borca batık olduğu hallerde) de miras kendiliğinden reddedilmiş sayılır.
Reddi Miras Nasıl Yapılır?
Konu Başlıkları
TMK 605’te düzenlendiği üzere mirası ret hakkı iki şekilde yapılabilir:
- Mirasın hükmen reddi
- Mirasın gerçek reddi
Mirasın Hükmen Reddi;
Miras, miras bırakanın ölümü anında ödemeden aczinin açıkça belli olduğu hallerde veya miras bırakanın borçlarını ödemekten aczinin resmen belirlendiği hallerde reddedilmiş sayılır. Bu iki koşulun bulunduğu hallerde mirasçı mirası reddetmese bile miras, kendiliğinden reddolunur. Bu halde mirası kabul etmek isteyen mirasçının, bu yönde bir irade beyanı gereği hasıl olacaktır.
Miras bırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olmayan hallerde veya resmen belgelenmemiş olduğu hallerde, miras bırakanın borçluları tarafından davaya veya olası bir icra takibine taraf edilmemek adına mirasçı, sulh hukuk mahkemesine mirasın hükmen reddedildiği hususunda beyanda bulunabilir.
Mirasın Gerçek Reddi;
Mirasın gerçek reddi, TMK 605/1’e göre yasal veya atanmış mirasçılar ve vasiyet alacaklıları tarafından gerçekleştirilebilir. Ayırt etme gücüne haiz ve ergin mirasçının, miras bırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine, yazılı veya sözlü olacak şekilde, süresi içinde kayıtsız ve şartsız irade beyanı ile yapılmasıdır. Tam ehliyetsizler mirasın reddini ancak kanuni temsilcileri vasıtasıyla yapabilirler. Vesayet altındaki mirasçılar ise ancak vasinin beyanı ve sulh veya asliye hukuk mahkemelerinden izin alınmak suretiyle reddi mirası gerçekleştirebilirler.
Külli halefiyet ilkesi gereği, hiçbir beyan olmaksızın miras bırakanın aktifi ve pasifi doğrudan mirasçılara intikal edecektir. Mirası reddetmek isteyen yasal mirasçılar;
- Miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren 3 ay;
- Vasiyetname ile atanmış mirasçılar ise bu atamanın kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren 3 ay içinde mirası reddedebilirler.
Noterden Reddi Miras Nasıl Yapılır?
Miras bırakanın ölümünün ardından, yasal veya atanmış mirasçılar ile vasiyet alacaklıları, ölen miras bırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine, yazılı veya sözlü olması fark etmeksizin ve hiçbir kayıt ve şarta bağlanmayacak şekilde mirası reddettiklerini beyan edebilirler.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 605 ve devamında ve Türk Medeni Kanunu Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik madde 38 ve devamında açıkça hüküm altına alındığı üzere mirasın reddi ancak sulh hukuk mahkemelerine yapılacak başvuru ile gerçekleşebilir. Bu konuya ilişkin yapılacak işlemler bakımından görevlendirilmiş başka herhangi bir kurum mevcut değildir. Mirasın reddi bir şekilde noter tarafından gerçekleştirilmiş olsa bile bu işlemin geçerliliği söz konusu değildir.
Bu husus 1512 sayılı Noterlik Kanunu madde 60/1,2 de düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre noterler, kanunda yapılması başka makamlara verilen işlemleri yapamazlar. Yapılması gereken işlem yalnızca herhangi bir kanun tarafından bir kuruma yükletilmediği sürece noterler tarafından gerçekleştirilebilir.
Reddi Miras Süresi
Mirasın reddi hukuki işlemi Türk Medeni kanunda tanımlanmıştır, mirasçılar kanunda belirtilen süreler içerisinden reddi miras işlemi yapabilirler. Miras bırakan, sağlığında ekonomik yaşantısındaki mal varlığını orantılı olarak kullanmadığı durumlarda borçları mirasçılarına kalabilmektedir. Hukukumuzda Türk Medeni Kanunu 605 vd. düzenlenen mirasın reddi konusu, mirasçıyı bu durumdan korumak ve miras bırakanın borçlarının sorumluluğundan kurtarmak amacıyla düzenlenmiştir.
Reddi miras, miras bırakanın vefatından sonra kullanılacak ve mirasçıyı borç ödemekten kurtaracak bir müessesedir. Böylelikle murisin yani miras bırakanın vefatının ardından, mirasçının bunu öğrenmesi ile başlayacak 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde, gerekli belgeleri hazırlayıp miras bırakanın son yerleşim yeri olan sulh hukuk mahkemesine yapılacak başvuru neticesinde mirasın reddi gerçekleşmiş olacaktır.
Mirasın hükmen reddinde ise bu başvuru sulh hukuk mahkemesine değil, asliye hukuk mahkemesine yapılmalıdır.
Reddi miras süresi Türk Medeni Kanunu madde 606/1’e göre 3 aydır. Bu 3 aylık süre hak düşürücü süredir, kesilmez veya durmaz. Hak düşürücü süre içerinde ret iradesi mahkemeye ulaşmış olmalıdır. Aksi halde süresi içinde ret hakkını kullanmayan mirasçı, kayıtsız ve şartsız mirası reddetmiş sayılacaktır(TMK m.610/1). Yani bu durumda susan mirasçı, mirası zımnen kabul etmiş olacaktır.
Mirası ret süresinin başlaması murisin ölümünden itibaren ve bu ölümle birlikte mirasçıların mirasçılık sıfatını öğrenmelerinden itibaren başlayacaktır. Bu yasal mirasçılar bakımından böyledir.
Vasiyetname ile atanan mirasçı için ret süresi, yine ölümden itibaren terekenin açılmış olmasının ardından bu süre başlayacaktır. Terekenin açılması ise ölümden sonra 1 ay içerisinde sulh hukuk mahkemesi tarafından gerçekleşir.
TMK 615’te bu ret süresini kaçıran veya kaçırmasa bile uzatması için sulh hukuk hakimine takdir yetkisi vermiştir. Ancak bu uzatma ancak haklı sebebin varlığı ve bunun ispatlandığı durumlarda söz konusu olacaktır. Bu husus yalnızca ret süresinin susarak geçirildiği halde uygulanır.
Mirasçının ret süresi geçmeden ölmesi durumunda onun reddi miras hakkı, varsa kendi mirasçılarına geçer. Bu halde yeni mirasçının iki ret hakkı vardır. İlki kendi miras bırakanından kalan mirası ret içindir. Diğeri ise miras bırakanının miras bırakanından kalan miras için ret hakkıdır.
2 Yıl Sonra Reddi Miras Olur Mu?
Yukarıda anlatıldığı üzere reddi miras süresi, mirasın gerçek reddi bakımından yasal mirasçılarca, miras bırakanın ölümünün öğrenilmesinin ardından 3 aylık hak düşürücü süre içinde sulh hukuk mahkemesine kayıtsız şartsız bir irade beyanını içeren dilekçeyle başvuru şeklinde kullanılır.
Atanmış mirasçılar bakımından ret için başlangıç süresi vasiyetnamenin açılıp mirasçıya bildiriminin ardından başlar yani burada da bir bakıma mirasçılığı öğrenmeyle başladığını söylemek mümkündür.
Mirasın reddi için öngörülen bu süreler hak düşürücü sürelerdir. Bu sürenin kesilmesi veya durması mümkün olmaz. Ancak bazı önemli hallerde mirasçıya sulh hukuk mahkemesince süre verilmesi mümkündür. Öyle ki bu süre tayini, istemin haklı sebebinin ispatına bağlıdır. Haklı sebeplerin belirli olduğu bir kanun maddesi olmamakla birlikte, önemli hallere mirasçının sürekli hasta olması, yabancı ülkede ikamet etmesi, ayırt etme gücünün olmaması şeklinde örnekler vermek mümkündür. Ancak bu şekilde sürenin uzatılması hususu yalnızca sürenin susarak geçirilmesine ilişkin bir durumda kullanılır.
Özetlemek gerekirse, mirasın reddi için kanunda öngörülen süreyi aşan mirasçı artık mirası reddedemez. Öyle ki bu mirasçı mirası susarak kabul ettiğinde ve bunu açıkça ispatlayacak olguların varlığı halinde sulh hukuk hakiminden süre verilmesini talep edebilecektir. Verilecek sürenin ne kadar olduğuna hakim karar verir.
1 Yıl Sonra Reddi Miras Yapılır Mı?
Reddi miras, Türk Medeni Kanunu madde 605’ten itibaren ele alınmıştır. Buna göre miras bırakanın vefat etmesinin ardından bu vefatı öğrenen ve miras bırakanın borçlarını ödemek istemeyen veya borçları olmasa bile hiçbir nedeni olmaksızın mirasçısı olmak istemeyen mirasçı, kural olarak miras bırakanın ölümünü öğrenmesinden itibaren başlayacak 3 aylık süre içinde, kayıtsız şartsız irade beyanını sulh hukuk mahkemesine yapacağı başvuruyla bildirerek mirasçı olmaktan kurtulabilir. Böylece mirası reddeden mirasçı, miras bırakanın diğer mirasçıları arasında sanki miras bırakandan önce vefat etmiş gibi paylamaya tabi tutulur.
Kanunda geçen bu 3 aylık süre bir hak düşürücü süredir.
Mirası reddetmeden ölen mirasçının ret hakkı, onun kendi mirasçılarına geçecektir.
Mirası ret sonucunda, miras, daha önce mirasçı olmayıp ret sonucu mirasçı olanlara geçtiğinde, bu yeni mirasçılar için ret süresi önceki mirasçıların mirası reddettiğini öğrendiği andan itibaren işlemeye başlar.
Mirası ret süresi içinde kabul eden mirasçının artık ret hakkı olmayacaktır. Bu kabul iradesi açık olabileceği gibi örtülü de olabilir.
Özetlemek gerekirse, kanunda belirtilmiş süreler doğrultusunda, hak düşürücü sürenin uzatılması durumu pek görülmemektedir. Şöyle ki, mirasçı, ölümü geç öğrendiğini ispatlar yahut geçerli olabilecek diğer olguları ispatlayabildiği takdirde, mirası ret hakkı olacaktır. Örneğin yurt dışında yaşayan mirasçı A, babasının vefatını bir yıl sonra öğrenmişse ve bunu dürüstlük kuralı çerçevesinde ispat edebilirse, bir yılın sonunda da bu hakkı kullanabilecektir.
Mirasın Reddinde Zamanaşımı Var Mı?
Bu soruyu mirasın hükmen reddi ve gerçek reddi bakımından ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. TMK’da reddi miras için iki ayrı hukuki işlem tanımlanmıştır. Bu iki hukuki işlem için kanunda öngörülen zamanaşımı süreleri farklıdır. Mirasın hükmen reddi işleminde zamanaşımı süresi tanımlanmamıştır.
Mirasın gerçek reddinde, sulh hukuk mahkemesine kayıtsız şartsız irade beyanıyla başvurabilmek için, miras bırakanın ölümünün öğrenilmesinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre mevcuttur. Bu süre yukarıda açıklanan belli bazı hallerde ve yalnızca ispatlanabildiği durumlarda uzatılabilmektedir. Örneğin mirasçının devamlı ve tedavisi ağır geçen bir hastalığı sonucunda üç aylık süreyi kaçırması durumunda bunu hastane raporlarıyla ispatlamak suretiyle yeniden ret hakkını kullanabilir. Aksi halde mirası kabul etmiş sayılacaktır.
Mirasın hükmen reddi ise gerçek reddinde olduğu gibi 3 aylık süreye tabi değildir. Miras bırakanın aczi halinde yani terekenin borca batık olduğu durumda herhangi bir süre sınırı olmaksızın bu dava açılır. Zamanaşımı söz konusu olmaz. Mirasın hükmen reddi halinde bu dava sulh hukuk mahkemesine değil asliye hukuk mahkemesine açılmalıdır. Bu konuda görevli mahkeme bakımından kanunda ayrıca düzenleme olmadığı için genel görev kuralları geçerli olacaktır.
Reddi Miras Şartları Nelerdir?
Reddi mirasın gerçek ret ve hükmi ret şeklinde gerçekleştiğinden yukarıda bahsetmiştik. Bu başlıkta da yine bu ikili ayrım gözetilerek açıklamalar yapılacaktır.
Mirasın Gerçek Reddinin Şartları;
- Mirasçılık sıfatı olan mirasçının kendi iradesiyle bu sıfattan vazgeçmesine mirasın gerçek reddi denir. Bu nedenle mirasın reddi ancak mirasın intikalinden sonra yani miras bırakanın ölümü halinde mümkündür. Miras bırakan henüz sağ iken mirası istemeyen mirasçı bunu miras bırakanla yapacağı mirastan feragat sözleşmesi ile gerçekleştirebilir.
- Reddin gerçekleşmesi için mirasçının irade beyanına gerek vardır. Bu beyan bozucu yenilik doğuran bir beyandır ve niteliği gereği özellik göstermesi için karşı tarafa ulaşması yeterlidir, şekle bağlı değildir. Böylece mirasçının mirası ret için, miras bırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine yazılı veya sözlü şekilde başvurması yeterlidir. Şekli önemli değildir yeter ki mirası ret iradesi açık olsun. Bu beyan sulh hukuk mahkemesi tarafından tutanak altına alınır ve mahkemece özel kütüğe kaydedilir. Bu tutanağın ve kütüğün nasıl düzenleneceğine ilişkin TMK atfıyla bir Yönetmelik hazırlanmış ve orada düzenlenmiştir.
- Ret iradesini açıklayacak olan mirasçı fiil ehliyetine haiz olmalıdır. Mirası ret hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olmadığı için ancak özel yetki verilmesi halinde temsilci tarafından da gerçekleştirilebilir. Tam ehliyetsizler için ret beyanı yasal temsilcileri tarafından yapılır. Tam ehliyetsiz kişi vesayet altındaysa vasinin beyanıyla birlikte vesayet makamı(sulh hukuk mahkemesi) ve denetim makamının(asliye hukuk mahkemesi) da izni gereklidir (TMK 463 b.5)
- Ret beyanı kayıtsız ve şartsız olmalıdır (TMK 609/2). Mirasın reddi beyanı şarta bağlı yapılmışsa geçersiz olur ve mirasçı mirası kazanmış olacaktır. Ancak mirası ret süresi içinde kayıtsız ve şartsız olarak yeniden ret beyanında bulunursa bu beyanı geçerli olur.
Mirasın Hükmi Reddinin Şartları;
- Miras bırakanın ödemeden aczinin yani borca batık olduğunun açıkça belli olduğu veya resmen belirlenmiş olması gereklidir.
- Ödemeden aczinin açıkça belli olması en az miras bırakanın ailesi ve çevresi bakımından bilinmekte olmasını gerektirir.
- Resmen belirlenmiş olması durumu da miras bırakan hakkında aciz vesikası alınmasının gerekliliğidir.
- Hükmi ret, hali hazırda mirasın reddedildiğine dair bir karine teşkil ettiğinden reddin gerçekleşmesi için ret beyanında bulunulmasına gerek yoktur. Ancak ileride doğması muhtemel uyuşmazlıkları önlemek adına sulh hukuk mahkemesine başvurmakta fayda olacaktır.
Reddi Miras Hangi Durumlarda Yapılır?
Reddi miras, miras bırakanın terekesi içerisinde pasiflerinin aktiflerinden fazla olduğu durumlarda yani miras bırakanın mal varlığının, borçlarını ödemeye yetmediği hallerde mirasçılar tarafından başvurulan bir yoldur. Reddi miras yoluna gitmeyen mirasçılar, külli halefiyet ilkesi gereği doğrudan mirasçı olacakları için mirası reddetmedikleri takdirde miras bırakanın borç ve yükümlülüklerinden kendi mal varlıklarıyla da sorumlu olacaklardır.
Tek taraflı irade beyanıyla gerçekleşen bu ret hakkı bazen maddi bazen de manevi sebeplere dayalı olarak kullanılabilmektedir. Ölümü halinde miras bırakanın borçları onun aktifinden sağlanamadığında, mirasın kendisine intikal ettiği mirasçılar da kendi mal varlıklarıyla tıpkı miras bırakan gibi ondan alacaklılara karşı sorumlu olacaktır. Bu gibi hallerde miras bırakanın borçlarını ödemek istemeyen veya buna gücünün yeteceğini düşünmeyen mirasçılar mirasın reddi yoluna başvururlar.
Bazı hallerde ise manevi sebepler nedeniyle mirası reddetme isteği olabilmektedir. Bu hallerde genelde mirasçılar, miras bırakanın sağlığında gördükleri kötü muamele üzerine mirası reddetmek istemektedirler.
Mirasın reddedilmesi hukuki bir süreçtir ve bir avukatın danışmanlığında gerçekleştirilmesi önemlidir. Miras hukukuyla ilgili detaylı bilgi almak ve mirasın reddi işlemi için gereken adımları takip etmek için bir avukattan destek almanız öneririz.
Reddi Miras İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?
Hükmi ret söz konusu olduğunda, reddin beyanına gerek olmadığı için, ödemeden aczinin açıkça belli olduğu hallerde mahkemeye yapılacak başvuruda bu husus tutanak altına aldırılıp, bu başvuruya ilişkin yazılmış dava dilekçesi ve miras bırakanın ölüm belgesi ile başvuru yapacak mirasçının mirasçılık belgesi yeterli olacaktır.
Bununla birlikte miras bırakanın aczinin resmen belirli olduğu durumda yukarıdaki tüm belirtilen belgelere ek olarak aciz vesikası da eklenmelidir.
Mirasın gerçek reddinde de mirasın reddi beyanını içeren bir dava dilekçesi hazırlanmalıdır. Hazırlanan bu dava dilekçesi sulh hukuk mahkemesine sunulacaktır.
Mirasın reddi ancak miras bırakanın ölümü halinde gerçekleşebileceğinden, miras bırakanın ölüm belgesi de gerekli belgelerdendir.
Bununla birlikte mirasçının mirası reddedebilmesi için miras bırakanın mirasçısı olduğuna dair bir mirasçılık belgesi ya da veraset ilamı gereklidir. Atanmış mirasçı olunduğu hallerde buna ilişkin belgelerin de eklenmesi gereklidir.
Mirası reddetmek için gerekli olmamak kaydıyla, mirası neden reddettiğinize yönelik miras bırakanın borçlu olduğuna dair belgelerin de eklenmesinde fayda olacaktır.
Mirasın hükmen reddi için gerekli belgeler:
Mirasın hükmen reddi murisin (miras bırakanın) aczinin açıkça veya resmen belli olması halinde gerçekleşeceği için, bu durumda aczinin resmen belgelendiği aciz vesikasına ihtiyaç vardır. Bu aciz vesikasının varlığı halinde zaten kendiliğinden ret gerçekleşmiş olur ancak olası bir uyuşmazlık halini önlemek için miras bırakanın son yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesine yapılacak bir başvuru ile bunun önüne geçilebilir.
Bu işlemi yapabilmek için noterden veya sulh hukuk mahkemesinden veraset ilamı yani mirasçılık belgesi alınmalıdır. Bununla birlikte mahkemeye başvurulacağı için bir dilekçe hazırlanmasında fayda olacaktır. Özetle gerekli olan belgeler:
- Miras bırakanın aciz vesikası
- Veraset ilamı
- Dava dilekçesi
Mirasın gerçek reddi için gerekli belgeler:
Mirasın gerçek reddi için kayıtsız şartsız irade beyanı çok önemlidir. Bunun için bu beyanın ifade edilmiş olduğu bir dava dilekçesi hazırlanıp sulh hukuk mahkemesine sunulması gerekmektedir.
Mirasın reddi miras bırakanın ölümüyle birlikte gerçekleştirilebileceğinden, miras bırakanın ölüm belgesi de bu işlem için gerekli olan belgelerdendir. Yine bu ret işlemi için mirasçılık sıfatına sahip olunmalıdır. Bunu da veraset ilamı alınarak belirtilebilir. Atanmış mirasçı olması durumunda da yine bunu ispat edecek (miras sözleşmesi veya vasiyetname örneği) gereklidir.
- Kayıtsız şartsız irade beyanı içeren dava dilekçesi
- Miras bırakanın ölüm belgesi
- Veraset ilamı/atanmış mirasçı ise miras sözleşmesi veya vasiyetname örneği
- Miras bırakanın borçlu olduğunu gösterir belgeler mevcutsa bunlar da eklenebilir.